Fatih ve Başbuğ ATATÜRK: Troyalıların Öcünü Aldık!

Batılı Tarihçilerden 1460 yılında yaşamış Sebastian Meomert yapıtlarında : "Türklerin vatanı Kafkas dağlarının arkasıdır. Kökenleri Troyalıların Kralı Primos'un torunu TÜRKOS'a dayanmaktadır. İşte bu yüzden artık oralarda egemen olan Türk, kadın ve erkekleri yiğit ve güçlü olan Hektor'un torunlarından gelmektedirler" şeklinde oldukça uzun klasikler yazdıklarını görüyor ve bunların varsayımdan uzak sayıyoruz.

Etnograf ve Arkeologlar'ın yıllar süren yorumlarından sonra öyle anlaşılıyor ki ayrıntılarda farklar olsa bile Türklerin Troya kökenli olduklarından ve bu sebeplede onların bir gün Troya'nın öcünü alacaklarını yazarlar..

Batılı tarihçilere göre 1453'te Costantinopolis'i fetih edip çağ değiştiren Türk hakanı Fatih Mehmet "TROYANIN ÖCÜNÜ ALDI" derler. Arapça, Farsça, İtalyanca ve Rumca bilen asrın Türk sultanı Fatih Sultan Mehmet'in çok derin bir dünya tarihi bilgilerine sahip olduğunu öğrenip şaşırıyoruz. Fatih'in 1462 yılında Çanakkale'yi geçip Küçük Frigya'ya kadar giderek Truva'yı gezdiği, kalıntıları izledikten sonra kayıt ettiği Topkapı sarayı arşivinde bugün bulunan bazı notları vardır..

Fatih'in "Tanrı bunca yıl sonradan olsa bu kentin ve de sakinlerinin öcünü bana nasip etti. Geçmiş asırlarda bu toprakları Grekler, Makedonyalılar, Teselyalılar ve Peleponnesliler talan etmişler. Onların soyundan gelenler olan halka cezalarını ben verdim. Onları dize getirmek ,şehirlerini talan etmek ve ganimetlerini Mysialılar'a vermek bana nasipmiş. Bütün bunlar biz Asyalılara yapılmış olan haksızlıkların yaşanmış destanıydı..." dediğini bilir misiniz?

500 yıl geçtikten sonra birliktelik kazanıp İstiklal savaşıyla kazanılan ve bunu başaran 20 yy.ın lideri Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN, 1921Sakarya ve 1922 deki büyük Taarruz'dan sonra "Dumlupınar'da Troyalıların öcünü aldık.." deyişi Türk tarihinin değişmeyen gerçekleri olarak ortaya çıkmaya devam ediyor olduğunu görüyoruz.

Hatta bir başka gerçekte batılıların asırlardır unutulmamış destanlardaki Troya'ya gelen ünlü savaş gemilerinin komutanı AGEMOMMON'u yalnızca adı geçen dönemdeki AKALILAR'ın komutanı sayarlarmış. Asırlar sonra 1915'te Çanakkale'ye yollanmış ünlü bir savaş Krevazör'ün adıda Agemommon olduğu görünce bu destan sayılan eski tarih gerçeğindeki Türkleri kabul etmeleri değilde nedir?