|
Atatürk'ün Beslenme Alışkanlığı |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
FTH
MODERATOR Kayıt Tarihi: 25 Eylül 2009 Konum: İSTANBUL Durum: Aktif Değil Mesajlar: 1948 |
Mesaj Seçenekleri
Teşekkür(0)
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2010 Saat 17:00 |
Atatürk’ün yemek kültürünü iki açıdan ele almak olanaklıdır.
I. O’nun Sofrası. II. Yediği ve sevdiği yemekler. I. Atatürk’ün Sofrası Tarihin ilk çağlarından bu yana devlet başkanlarının çeşitli mesleklerden kişilerle sofrada oturup tartışma geleneği yarattığını biliriz. Eski Yunan’da ünlü filozof Eflatun, öğrencileriyle tarihe “Diyaloglar” diye geçen tartışmalarını “Akademia”da yapardı. Burası, Atina’da bir felsefe okulu durumuna getirdiği evinin bahçesi idi. Eflatun’da tıpkı hocası Sokrates gibi burada öğrencileriyle günün sorunlarını aklın ve bilimin ışığında tartışırdı. Böylece gerçeklere, iyiye, güzele, doğruya varmanın yolları aranırdı. İşte Atatürk’ün sofrası da bu nitelikte bir sofra idi. Yakup Kadri Karaosmanoğlu bir yazısında şöyle der: “Atatürk’ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır.” Atatürk’ün sofradaki sözleri, felsefesi, yol göstericiliği, fıkraları, vecizeleri gerçekten bir hazine idi. Bu sofrada esen hava sevgi, vefa ve arkadaşlıktı. Burada ilim, sanat, kültür, nesnel görüşler, gerçeklikler, idealler yer alırdı. Ülke sorunları, geleceği, çözüm biçimleri aranırdı. Gönül sohbet ister, kahve bahane şiirinde olduğu gibi, M. Kemal için de amaç, tartışmalardı, iyiyi doğruyu bulmaktı. Akıla yol açmaktı. Sofra ve içki ise bir araçtı. Gece yemekleri bazen müzikli oluyor, çeşitli sanatçılar konser veriyordu. Karatahta, tebeşir, silgi ve kütüphaneden gelen kitaplar, sofranın bir parçası idi. II. Beslenme Alışkanlıkları ve Sevdiği Yemekler Atatürk, boğazına düşkün, çok yiyen bir insan değildi. Kendisi bir konuşmasında ziyafetlerde çok yemek yenmesini tasarrufa aykırı bulduğunu ve sağlığa zararlı olduğunu söylemiştir. Sabah kahvaltısında; çay, kahve içiyor, fazla bir şey yemiyordu. Soğuk ayranla, bir dilim ekmek yerdi. Bazen bir kâse yoğurt yer, sonra sütlü kahve içerdi.
Öğle yemeği: Bir iki dilim ekmek yerdi. Etsiz kuru fasulye, pilav çok sevdiği yemekti. Kuru fasulyeye, “yağlı fasulye” derdi. Ayran ve limonata içiyordu. İki dilim ekmeği ayrana batırarak yiyordu. Yoğurt da ayrıca yiyordu. “Kuru fasulyeye okulda alıştım” demiştir. Kışla yemeği, askerî yemek sayılmıştır kuru fasulye. İkindi üzeri ekmeksiz bir bardak ayran içerdi.
Sofradan genellikle doymuş olarak değil, aç kalkarmış. Akşam yemeği: Akşam yemeğinin ayrı bir önemi var. Konuklarıyla birlikte yiyordu. Devlet görevi akşam yemeklerinde devam ediyordu. Omlet seviyormuş, özellikle gece geç saatlerde acıkınca peynirli omlet yermiş. Sahanda yumurta da severmiş. Etli taze bamya de sevdiği yemeklerden. Karnıyarık da severmiş. Onu pilav karıştırarak yermiş. Haşlanmış kuşkonmaz da sevdiği bir yemek. Enginarı hiç yememiş. İstediği halde hiç yiyememiş. Hastayken enginar yemek istemiş. Hatay’dan ısmarlamışlar. Fakat kendisi komaya girmiş ve yiyememiş. Ara sıra fava denilen zeytinyağlı, limonlu bakla ezmesinden istediği olurdu. Tatlılarla arası pek iyi değilmiş. Ama gül reçeli severmiş. Kahveyi orta şekerli içermiş. 10-15 fincan içermiş. Hergün 40-50 sigara içermiş. Meyvalardan kavun seviyormuş. Kavrulmuş, tuzlu leblebi, fıstık da sevdiği yiyeceklerden. Soğan, sarımsak, pastırma gibi kokulu yiyecekleri sevmiyormuş. İçkilerden rakı ve bira içiyordu. Sofrasında çeşit bol değilmiş. Köşkte hazırlanan yemekleri yiyordu. Sarhoşluktan hiç hoşlanmadığı söylenmektedir. Çocukluğunda annesinin yaptığı Selanik’in ıspanaklı böreğini çok severmiş. Seyahatlerinde gittiği yerlerde kendisine ikram edilen yörenin yemeklerini zevkle yermiş. Ama bunlar O’nun sürekli yediği yiyecekler değildi. Kırşehir’de çorba, hindili pirinç pilavı, su böreği, karışık turşu ve meyva ikramları ile karşılaşmıştır. Kırşehir’in su böreğini çok beğenmiş. Kaman’da sahanda yumurta, yoğurt, balbaşı, pekmez ve meyva yemiş. Kızarmış tavuk, bulgur pilavı da orada ikram edilen yemekler arasındadır. Kaman’da ikram edilen yoğurt ve pekmez karışımı bir tatlı olan balbaşı pekmez dürüm ya da sokum biçiminde yufka ekmekle yenir ki Atatürk bu yiyeceği de sevmiş. Adana’da severek yediği yemekler şunlardı: Bamya dolması, patlıcan hünkâr beğendi, güveç, sini köftesi, domatesli pirinç pilavı, hanım göbeği tatlısı. Tarsus’ta baklava yemiş ve ayran içmiş. Ayrıca çok miktarda marul yemiş. Siroza yakalanıp halsiz düştüğü günlerde tatlı yemesi gerektiğinde Yanya tatlısı ve irmik helvası çok hoşuna gitmişti. Konya’da kendisine sedirler saç böreği ve Höşmerim denen kaymaklı tatlı ikram edilmiş ve Atatürk bu özel yiyeceklerden memnun kalmıştı. Özellikle belediye başkanının evinde hanımı bu yemekleri O’na ikram etmiştir. Atatürk’ün yemek ve kültür konusundaki yaşamını günümüz açısından değerlendirecek olursak şu hususlara değinebiliriz: Sofrada uzun süre oturmak geleneğini Atatürk’te görmekteyiz. Bugün çağdaş ülkelerde insanlar, sofralarda uzun zaman oturmaktadırlar. Tartışırlar, eğlenirler, iş hallederler. Atatürk de öyle yapmıştır. Sofrayı O, ülke sorunlarını çözümlemede bir araç olarak kullanmıştır. O’da bir Türk insanı olarak geleneksel Türk yemeklerini sevmekte idi. Kuru fasulye ve pilav örneğinde olduğu gibi. Bugün hepimiz bu yemeği severiz. Askerde de çok pişirilir bu millî yemek. Bazı kimseler askerde bu yemeği çok yedikleri için askerlik dönüşünde artık yemezler. Bıkmışlardır çünkü. Demek ki Atatürk bıkmamış. Yemekleri fazla yememekle bu günkü çağdaş anlayışı sürdürmüştür. Sağlıklı beslenmenin koşullarından olan az yemek, Atatürk’ün de beslenme politikası olmuştur. Onun sofrasında bol çeşit olmaması da bu hususu kanıtlar. Geleneksel Türk içkisi olarak O’da rakıyı seviyor ve leblebi, kavun gibi mezeler yiyor. Bunlar da O’nun geleneksel yanlarından birisini oluşturuyor. Beslenmesinde Türk zevkinin egemen olduğunu görüyoruz. Türk mutfağının yemekleri, mezeleri, tatlıları, içecekleri ve meyveleriyle besleniyordu. Avrupa mutfağının yiyecekleriyle beslenmemiştir. O’nun döneminde devlet görevlilerinin sofralarında et yemeği hemen hemen yoktu. Kebaplar, yağlı ağır yemekler yemiyordu. Bazen tavuk ya da hindi yeniyordu. Anadolu’da halk eti Kurban Bayramında görebiliyordu. Ülke yoksul durumda idi. Halkının et yemediğini Atatürk çok iyi biliyordu. Kendi sofrasında da bazen etli yemek oluyordu. O’nun ülkenin bu yoksul durumunu göze aldığını ve bu nedenle de et yemediği söylenebilir. Yemek sofrasında ve sevdiği yemeklerde daha çok sebze ağırlıklı yemekler dikkati çekiyor. Yemeklerdeki gelenekselliği sürdürmesi, O’nun geleneksel Türk kültüründen kopmayışının bir kanıtıdır. Fakat O, her konuda çağdaşlaşmayı amaç edinmişti. Ama bunu yaparken çağdaşlık ve geleneksellik sentezi içinde, ulusal kimliğin korunarak çağdaşlığın gerçekleştirilmesini istemesi, O’nun çağdaş bir devlet adamı oluşunun en güzel göstergesidir. Prof. Dr. Mahmut Tezcan Düzenleyen quiksilver - 20 Mart 2010 Saat 17:16 |
|
106 Quiksilver 2000
206 Quiksilver (KUPON) 2005 207 Millesim 2009 207 GT 2009 VW Scirocco white ed. 2017 206 CC SİYAH 2003 206 CC GRİ 2004 |
|
Sönmez
2. Vites 10 - Haziran - 1989 Kayıt Tarihi: 22 Ocak 2010 Konum: İstanbul Durum: Aktif Değil Mesajlar: 220 |
Mesaj Seçenekleri
Teşekkür(0)
|
Tesekkurler. Okurken cok Keyif Aldim.
|
|
EminÖNAL
MODERATOR P.T. MODERATÖR Kayıt Tarihi: 02 Ekim 2009 Konum: Bakırköy/İST Durum: Aktif Değil Mesajlar: 1551 |
Mesaj Seçenekleri
Teşekkür(0)
|
Sofradan genellikle doymuş olarak değil, aç kalkarmış. en önemlisi bu bence
|
|
A3
|
|
Celalettin
2. Vites Kayıt Tarihi: 15 Kasım 2009 Durum: Aktif Değil Mesajlar: 86 |
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı Celalettin
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
|
Fatih bey.Bu paylaşımlarınız inanın çok önemli.Ata'mız bu yönleriyle pek tanınmıyor.O'nun insan tarafınında;ama doğru ve gerçek bir biçimde tanıtılması özellikle günümüzde büyük önem taşıyor.Emeğinize sağlık,duyarlılığınıza teşekkürler.
|
|
celalettin 2006-307 1.6 hdi 110hp
|
|
CIHANGIR_DONMEZ
1. Vites Kayıt Tarihi: 20 Aralık 2008 Konum: İSTANBLUE Durum: Aktif Değil Mesajlar: 519 |
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı CIHANGIR_DONMEZ
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
|
İYİ İÇERDİ RAHMETLİ HAKKINI VERİRDİ
|
|
SonerHoca
2. Vites Kayıt Tarihi: 06 Şubat 2010 Konum: KARAMAN Durum: Aktif Değil Mesajlar: 141 |
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı SonerHoca
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
|
" Etli taze bamya de sevdiği yemeklerden. Karnıyarık da severmiş." Atamızla yemek zevkimiz hiç uyuşmuyo. Ben ne yazık ki bir etoburum. |
|
406 HDI 2000 model 191 binde gümüş gri PeugeotTurkey üyelerine özel 14.500 alan memnun kaçıran pişman. Sadece 1 aylık promosyon.
|
|
Yanıt Yaz | |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |