pejoyu neden herkez sorunlu olarak düşünüyor

Benim arabayı gördün, kullandın Turan abi 2004 model 4 senedir bende hiç tık demedi maşallah, 2 kere sağ 1 kere sol salıncak değiştirdim o kadar, hız sabitleyici işi olmasaydı satıp 207 alacaktım ama şimdi hevesim arttı arabaya 2 sene daha binerim

hemen her marka için alınmaz diyen insanlar bulunur. kafana takma.

selamlar,elimi vicdanıma koyup bende fikrimi söylemek istiyorum.

koliva Yazdı: Herkes alsaydi daha pahali olurdu  Birak soylesinler ki ucuz olsun biraz daha. Ben de aracimdan gayet memnunum. Cogu zaman bakimsizliktan araclar sorun cikartiyor, sonrada gelip burada dert yaniliyor.

evet bu paralara bu özellikte araç yok sadece pejo

Çünkü bizim araçlarımız artık full can oldu yani full elektronik araçlar , aracınızdan yanlış bir tel kestiğiniz taktirde ortadaki ekranda Türkçe ceviri elektronik enkaz olan bir kelime grubu görürsünüz. Bunu en çok alarmcılar yapar sonrada araban bozuk derler. aracınız park ampülünü söküp parkları yaktığınız taktirde arıza lambası veya elektronik enkaz yazının cıkma ihtimali vardır. bende olmaz o olay cünkü benim arabanın sistemi VAN ama benimkide elektronik sistem. hollanda belçika avrupada peugeot nun alıcısı coktur...

Arkadaşlar fiattan sonra 7.yildan beri kullanıyorum bu ne renk nede ford bu araç tamamen elektronik.aylık yıllık rutin bakımlarının zamanında yapılmaması ve eşşek niyetine binilmesi sonucu maalesef bu dedikodular çıkıyor.Evet dedim gibi 7 yıldır 307 kullanıyorum bu aracim 2006 model daha önceki 2003 modeldi 1.4 du 165000 km di.ve elimden çok isteyerek 20000 tl ye aldı bi arkadaş.bakım dışında 1 kuruş harcamadim.

Şİmdi ideolojik konuşuyorsunuz diyeceksiniz ama fransızların altını bile adam etmez.

89 doğumluğum aklım balii olduğundan beri araba merakım var ve ailemdeki araçlarla ilgiliyim. İlk aklı başımda olduğum zamanlarda 77 ford taunus vardı dedemde öncesi kına yeşili sonra beyaza boyanmış. Steyşın vagon 1.6 motor. Araca bagaj dahil dolu binerdik o zaman radar fln yoktu herhalde 140-180 kmh arası yol alırdık araba bana mısın demezdi. Sanayiye meraklı olduğumdan beni de götürürlerdi zorda kalmadıkça yağ bakımıdan bakımına giderdik sadece.

Araba eskidi bir de taliplisi çıkınca sattık. Satmadan önce 1990 model belki bilen vardır çünkü türkiyede az olan bir araba Opel corsa sedan aldık. sene 95 di. Araba çok temiz kullanılmıştı. Babam çok severdi o arabayı ankara istanbul otoyolu yeni açıldı deneme yapalım dedik 180i çok rahat gördük araba ile. Bir gün talihsizlik sonucu triger kayışı koptu ve babam bilmeden arabayı hareket ettirdi. Motor tabi dağıldı. Onun dışında 5 kuruş masrafı olmadı.

Aynı arabanın siyahında aldık. O zamanlarda LPG furyası çıktı ekonomi için LPG taktırdık tabi proje fln baya uzun zaman aldı ama motor adapte olamadı ve sorun çıkarmaya başladı en sonunda kiti söktük ve aracı 6-7 ay sonra sattık.

2000 yılında iki tane yeni astra dan aldık. 1990 model arabadan inip ona binmek pejodan inip mercedese binmeye eş değerdi. O zaman bile düz model olmasına rağmen araçta cd hariç herşey vardı. Sadece yıldan yıla bakımını yaptırıyorduk.

2004te onları satıp 1994 model ilaç firmasının müdürünün kullandığı 3.16i araç ve sıfır 2004 corsa cdti aldık.
BMw çok ayrı bir araba 1994 olmasına rağmen inanın çok fark ediyor. Benzin yetiştiremez olduk. LPG denedik. tabi araç ilk başta benimsemedi. Baya bir uğraştık ama ara sıra hava filtresinin oralardan patlatma yaptı. SOnra sıralı sistem çıktı piyasaya ve o uygulanınca herşey normale döndü. Hala kullanıyoruz. Tabi araç eski olduğu için 1 kere radyatör delindi ve su kaybından motor hareret seviyesine geldi ama son anda fark edip zamanında müdahale ile o işten de sadece radyatör ile sıyırdık. Bir kerede arka amortisör başı koptu o da biraz bizden kaynaklıydı baya baya yük bindirdik arabaya.

2004 corsa maşallah tık demedi. şuan 120000km de sadece yağ-filtre balata bakımları oldu. Kronik direksiyon takırtısı haricinde hiç bir sorun yaşamadık. Corsa  ile taşıdığımız yükü fabrika görse arabayı bizden alır. Ama adamlar sağlam yapıyor.

Gel gelelim pejo serüvenine.

2010 yılı sonunda kullandığım aracı anahtar teslim bayiden aldık. tabi yeni araba heyecanı alırken pek inceleme imkanım olmadı.

Arabayı evde gördüm hemen aldım anahtarı indim. Bindim bir arabaya o koku anlatılamaz . koltuk çok yüksek ayarı vardır dedim elimi bi attım ayar yok. neyse direksiyon ayarlanıyordur dedim. Direksiyon koltuktan sabit . Baya bi bozuldum açıkçası. 2010 model araba aldık çünkü.
Orayı burayı inceliyorum. mp3 çalar-aux girişi yok.Arka kapıda hoparlör yok. yol bilgisayarı cruise yok.aynalar manuel. arka cam manuel. yağmur far sensörü yok. Direksiyon servo değil. Sonradan öğrendim kronik geri vites geçiş sıkıntısı var.
Neyse dedik bagajı açtım lamba yok. Ben ciddi ciddi lamba arıyorum acaba kapattılar mı fln diye. Yeri var ama ne ampülü ne tesisatı var. yok artık dedim.

Servis teki elemeanlar yeteri kadar eğitimli değil. Sadece iş bitirmek için çalışıyorlar. 206+ hakkında kimse hiç bişi bilmiyor . eminimki bir çok şeyi kullanıcılar öğretti servise.
RDS-Dış sıcaklık v.s kendim serviste göstere göstere açtırdım.

20000km de ön takımdan sesler gelmeye başladı servis normal dedi.
ikinci senesinde antenden su almaya başladı servis onardı.
Bagaj boşken arabada 5 kişi olunca arka teker sürtüyor.
Bagaj kapısı açıkken araba kilitlenebiliyor ve bagaj açık uyarısı vermiyor.
Motor rölantide bile çok oynuyor.
Yoldaki bütün sesi içeri veriyor.
Camlar kilitleme ile kapanmıyor.
İkinci anahtar kumandasız.
v.s v.s saymakla bitmez. İnanın ekonomi dışında artı bir özelliği yok. Bir daha pejo mu asla...

Çok titiz bakmama rağmen aracın hamuru belli ne yaparsanız yapın olacak sınırlıdır.

 

İkinci el araç için kalite mukayesesi yapmak zor olur önceden nasıl kullanıldığının bilinmesi gerekir. 

Ha bu arada etrafımdakiler iyi bilirler arac işlerinden anlarım alırken ve satarken beni bulurlar.Şu an tam 5 arkadaşa 1 yıl içerisinde 106 206 ve 307 aldık hepside çoook memnun ve satmayada niyetleri yok.Aksine 206 sı olan 307 alalım dio :)

Günün birinde nasrettin hoca ile oğlu eşşeği ile yol alıp kasabaya giderler.Fakat eşeğin üstünde oğlu varıdr yolda karsılastıkları adamlar: şuraya bak yaşlı adam ayakla gidiyor çocuğu eşeğe binmiş, az ilerde çocuk iner hoca biner eşeğe iyine insanlarla karsılasırlar bu sefer koskoca adam eşeğe binmiş çocugu ayakla yürütüyor demişler, bu sefer ikiside inmiş ayakla yürürler bu sefer karsılastıkları insanlar: eşeği boş yürütüyorlar kendileri ayakla gidiyorlar enayilere bak derler,ikiside biner eşeğe bu sefer adamlara bak hayvanı hiç acımıyorlar derler... ;) olay şu her zaman ileri geri eleştiri edenler vardır ve hayatta hiç bir zaman kimse kimseye yeteri kadar faydalı olamaz.