Otomotiv Sektöründe Yenilenen Rekabet Koşulları - 'Blok Muafiyeti Tebliği '
Bilindiği
gibi Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin, ortaklığın sınırları içerisinde,
bazı mal ve hizmet piyasalarının, sıkı rekabet kurallarından olumsuz
bir şekilde etkilenmesini önlemek amacı ile blok muafiyeti aracılığıyla
koruma altına alınan sektörlerden birisi de otomotiv sektörü idi. Söz
konusu uygulama kapsamındaki mevzuat ile, otomotiv üreticileri ve
distribütörleri rekabet yasalarının zorunlu kıldığı bazı uygulamalardan
muaf tutulmuşlardı. Avrupa Birliği ülkeleri yıllar önce çıkardıkları
"Blok Muafiyeti Yasası" ile bu uygulamaya son vermişlerdir. Söz konusu
yasa'nın son halini alması ise 20 yıllık sancılı bir sürecin sonunda,
2002 yılında olmuştur.
Ülkemizde
ise otomotiv sektörü kuruluşunun ilk yıllarından itibaren AB otomotiv
sanayi ile entegrasyonu sağlama çabası içerisinde olmuştur. Son
yıllarda faaliyet gösteren firma sayısının artmasıyla birlikte
sektördeki rekabet daha çetin bir hal almıştır. Sektöre yönelik yapılan
düzenlemeler ise bu rekabetçi yapının oluşmasında bir hayli önem
kazanmıştır. Bu kapsamda hazırlanan "Motorlu Taşıtlar Sektöründeki
Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği
(2005/4)" 1 Ocak 2006'da yürürlüğe girmiştir.
Tebliğ
ile sektör Avrupa Birliği uygulamalarına paralel hale getirilirken,
sektöre yönelik rekabet kuralları neredeyse baştan aşağı yenilenmiş ve
"Motorlu Taşıtlar Dağıtım ve Servis Anlaşmalarına İlişkin Grup
Muafiyeti Tebliği (1998/3)" yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ,
özellikle üreticiler ve servisler arasındaki ilişkiyi tanımlama,
yetkili ve yetkisiz servislerin faaliyet alanlarını tayin etme,
tüketici tarafından yan sanayi ürünlerine erişim gibi sektördeki hassas
konuların yenilen düzenlemesi ve yeni uygulamalar içermesi bakımından
büyük önem arz etmektedir.
Türkiye,
Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Avrupa Birliği'nin 20 yılda elde
ettiği tecrübeleri hemen uygulamaya koymuş olacaktır. Yeni yasanın
Avrupa'da olduğu gibi Türkiye' de de hem rekabet hem de tüketici
memnuniyeti açısından olumlu sonuçlar getirmesi beklenmektedir.
Tebliğ'in
1 Ocak 2006'dan itibaren Türkiye'de yürürlüğe girmesinin ardından, tüm
üretici ve dağıtıcı firmalara, 1 yıllık bir geçiş süreci tanınmıştır.
Türkiye'de 40' a yakın üretici veya distribütör marka, firmaların
ilgili sözleşmelerini ve uygulamalarını tebliğe uyumlu hale getirmek
için çalışmalarını hızlandırmıştır.
Yeni
Grup Muafiyeti Tebliği ile markalar arası rekabetin geliştirilmesi,
bayilerin üreticiye bağımlılığının azaltılması ve bayiler arası
rekabetin geliştirilmesi, yetkili servis ve parça/aksam piyasasında
rekabetin geliştirilmesi ve bağımsız tamircilerin ve özel servislerin
rekabete dahil olmaları hedeflenmektedir.
Blok muafiyeti düzenlemesi ile birlikte sektörde yaşanması muhtemel değişiklikler özetle şöyle sıralanabilir:
*
Çok Markalılık: Yeni düzenleme ile birlikte hem satış hem marka tekeli
kalkıyor. Tebliğ'in işlerlik kazanmasıyla, sektörde marka içi ve
markalar arası rekabet artacak. Showroomlarda farklı marka araçlar
sergilenebilecek, özel bağımsız servisler de garanti kapsamında servis
hizmeti verebilecek. Marka kimliğine zarar vermemek kaydıyla değişik
üreticilerin modelleri aynı showroom içinde farklı alanlarda
pazarlanabilecek. Diğer taraftan yetkili servisler bu rekabetten
kendilerini geliştirme, daha iyi hizmet, kaliteli, ucuz hizmet verme
noktasında faydalanacak. Seçici dağıtıcı, yeri ve konumu müsait olduğu
takdirde, başka markalar da bulundurabilme hakkına sahip olacak.
Örneğin daha önce Toyota marka otomobil satan bir showroomda, Peugoet,
Hyundai, Mercedes gibi markalar da sergilenebilecek.
Bayiler,
markaların kendi standartlarını sağlayabildikleri ölçüde, aynı çatı
altında birden fazla markanın bayiliğini de yapabilecekler. Günümüzde,
birden fazla bayiliği farklı tesislerde yürütmekte olan bayilerin
sayılarının tüm marka bayileri toplamı içerisinde yüzde 30' a ulaşmış
durumda olduğu göz önünde bulundurulduğunda uygulamanın ne ölçüde
faydalı olacağı daha iyi anlaşılmaktadır.
*
Servis Hizmetinde Tekel Kalkıyor: Yetkili servisler dışında özel
bağımsız servisler de eğitimli personel bulundurmak koşuluyla sağlayıcı
tarafından denetlenerek, yetkili olabilecek, tamir ve bakım
yapabilecek. Böylelikle özellikle belli yetkili servislerin tekelinde
bulunan servis hizmeti daha rekabetçi hale gelecek. Servis hizmetinde
tekelin kalkmasıyla hem tüketicinin tercih seçeneği artacak, hem de
tüketici en uygun şekilde hizmet veren servisi tercih etme imkanına
sahip olabilecek. Gerekli şartları taşıyan servisler, sağlayıcıdan
çalıştıracakları personelin eğitimi için talepte bulunabilecek.
*
Coğrafi Sınırlama Kalkıyor: Satış yada dağıtım merkezi kurmada
uygulanan lokasyon klozunun kaldırılmasıyla, bayiler coğrafi sınırlama
olmadan ilave satış yada dağıtım merkezi kurabilecek.
*
Birleşmeler Artacak: Getirilen yeni sistemin amacı rekabeti artırarak,
kaliteyi yukarı, fiyatları ise aşağı çekmektir. Bunun sağlanması için
üretici, bayi, servis vb. otomotivin her alanında firmalarımızın artan
oranda şirket birleşmelerine yanaşacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.
*
Satış ve Servis Hizmetleri Ayrılacak: Tebliğ ile birlikte satış ve
servis hizmeti birbirinden ayrılıyor. Artık satış hizmeti verebilmek
için servis hizmetini sağlamak gerekmeyecek. Satış ve servis
bayilikleri farklı şartlar, farklı standartlar ve farklı sözleşmeler
ile değerlendirileceğinden, son 5-10 yıldır motorlu taşıtlar sektöründe
gözlenmekte olan trendde farklılaşma yaşanması kaçınılmaz olacak. Satış
yapan bayiler, bizzat servis hizmeti vermiyorlar ise en yakın servis
hizmetini müşteriye gösterecek.
*
Eş Değer Parça Kullanımı: Yeni uygulamayla birlikte, otomotiv
servisleri orijinal yedek parçanın yanı sıra kaliteli eş değer parçayı
da kullanabilecek.
*
Münhasır ve Seçici Bayilik: Düzenleme ile sektörde dağıtım, münhasır ve
seçici bayilik şeklinde çeşitlendirilmiştir. Buna göre, ana dağıtıcı
istiyorsa seçici bayilik yöntemini de uygulayarak, gerekli koşulları
yerine getiren ve talepte bulunan bayilere seçici dağıtım imkanı
verecek. Tebliğ ile pazar payı eşikleri belirlenirken, bu pazar payı
eşikleri aşıldığı takdirde distribütörlerin iradesine bağlı olmaksızın
seçici bayilik uygulanmak zorunda olacak. Muafiyet hükümleri, dikey
anlaşmanın sağlayıcının motorlu taşıt veya yedek parça ya da bakım ve
onarım hizmeti sağladığı ilgili pazardaki pazar payının yüzde 30' u,
motorlu taşıtların dağıtımı için niceliksel seçici dağıtımın tercih
edildiği anlaşmalarda ise yüzde 40' ı geçmemesi durumunda uygulanacak.
Türkiye
geneline bakıldığında otomotiv sektöründe yüzde 30 gibi bir pazar
payına sahip olunması zor olduğu için, dağıtım konusu ağırlıklı
distribütörün iradesine kalırken, yedek parça ve serviste belirlenen
pazar payının özellikle markalara dönük olması nedeniyle dağıtıcının
iradesine bağlı olmaksızın seçici bayilik yönteminin uygulanabileceği
söylenilebilir.
*
Satış-servis Bağı: Servis zorunluluğunun ortadan kalkmasıyla, bayiler
satış sonrası hizmetlerini niteliksel kıstaslara uygun yetkili
servislere devredebilecek. Ancak, böyle bir devirde tüketiciye aracının
bakımını yaptırabileceği servis hakkında açıklayıcı bilgi verilecek.
Öte yandan satış bayii hem servisi hem de yedek parçayı bünyesinde
bulundurmak zorunda olmayacak.
*
Yedek Parçada Türk İsmi: Orijinal parçanın yanında servisler eş değer
parçayı da kullanma imkanına sahip olabilecek. Bu da eşdeğer parçaların
orijinal parça kadar kaliteli olmasına imkan verecek ve yedek parçada
yerli üretim payının artırarak, sanayinin gelişmesine katkı sağlayacak.
*
Bağımsız Servislere Destek: Bağımsız tamircileri, yetkili servislerle
rekabet edebilen bir duruma getirebilmek için makul bir ücret
karşılığında üreticiden teknik bilgi, eğitim, donanım ve yedek parça
temininin önü açılmaktadır.
*
Orijinal Parça: Belirlenecek kriterlere uygunluğu gösteren
sertifikasyonları alan yan sanayii firmaları kendi markalarıyla
orijinal yedek parça üretip, pazarlayabilecek. Yetkili servisler söz
konusu parçaların pazarlamasını yapabilecek.
Satış
ağlarında rakip markaları istemeyen üreticiler, "çeşitliliği" ortak
markalarıyla sağlayacak özel anlaşmalar düzenleme yoluna gitmeye
başladılar.
Mevcut
yasa ile üretici ile bayiler arasında daha sağlıklı bir iletişim
kurulacaktır. Bu yasa müşterinin daha sağlıklı ve kaliteli hizmeti daha
ucuza almasına yardımcı olacak. Ayrıca bayilerin ve tamir bakım
servislerinin kendilerini geliştirmesine ve daha kaliteli hizmet
vermesine vesile olacak. Ayrıca küçük işletmeler de kurumsal yapıya
kavuşacak. Bu bayiler belli standartlara ulaşmak için kendilerini
eğitecekler ve teknolojilerini geliştirecekler. Üreticiler de,
bayilerine 'şartlarımı yerine getirirsen bayim olabileceksin' diyecek.
Gerek
sektörde olması muhtemel değişiklikler, gerekse ön görülemeyen
sebeplerden dolayı, tebliğin uygulanması zaman içinde sektörü olumsuz
etkileyecek sorunlara yol açabilecektir. Ancak oluşacak yeni rekabet
ortamında sektörün bütün tarafları üreticisi, dağıtıcısı, servis-yedek
parça ve yan sanayisi de dahil bu oluşumdan daha da güçlenerek
çıkacaklardır.
Yeni
Tebliğ'in en belirgin özelliğinin tüketicinin beklentilerini karşılamak
ve tüketiciyi korumak olduğu söylenebilir. Tüketici açısından sözleşme
yapılış biçimleri değişirken, artık tüketiciler kurulacak özel
mahkemeler ile haklarını hızlı biçimde arayabileceklerdir. Tebliğ ile
birlikte sektörde rekabet artacak ve küreselleşecektir. Bu ise ürün ve
hizmet kalitesinin yükselmesini sağlayacaktır. Sanayide kalkınma
gerçekleşmiş olacaktır.
Müşteriler
için en iyi ürünü ya da hizmeti alabilmesi için fırsat eşitliği sunan
yasanın uygulaması aşamasında bayilerin, kabul edilen yasanın ne tür
bir düzenleme getirdiğini iyi anlamaları ve kendilerini bu anlamda
geliştirmeleri gerekmektedir.
KAYNAKLAR
www.dunyagazetesi.com
www.taysad.org.tr
www.dtm.gov.tr
www.otomobilgazetesi.com
www.ito.org.tr
http://www.isbank.com.tr/ - - www.isbank.com.tr