Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

ULU ÖNDER...

Nereden Yazdırıldığı: Peugeot Turkey Fan Club
Kategori: PEUGEOT TURKEY FAN CLUB GENEL
Forum Adı: Atatürk
Forum Tanımlaması: Ulu Önder Atatürk hakkında herşey
URL: https://forum.peugeotturkey.com/forum_posts.asp?TID=28817
Tarih: 27 Nisan 2024 Saat 16:28
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 12.05 - http://www.webwizforums.com


Konu: ULU ÖNDER...
Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Konu: ULU ÖNDER...
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 10:05
Bir çoğumuz bu yazıyı defalarca okumuştur... Gündemde kalması dileğiyle...
Aşağıdaki yazıyı bir ortaokul öğrencisi, okulunun duvar gazetesine yazmış. İnanılmaz güzel ve farklı bir bakış açısı iyi de yapmış...

Bu ülkede yasayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan ATATÜRK...
Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesi’nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş... Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes’lerle gezememiş Anadolu’yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş...
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş... Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir’den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla’dan bir istek parçası isteyemeden gitti .
Lozan Zaferi’nden sonra veya Cumhuriyet’in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürk’e acıyorum... Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir. Aaaah ah...
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken, bunları yapmadı Atatürk...
Keyif çatmadı... Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK HER FIRSAT ELİNDE VARDI. O İSE SADECE BU MİLLETİN BAĞIMSIZLIGINI İSTEDI. 



Cevaplar:
Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 10:08
Belki de tek suçu iki kadeh rakı içmekti...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 10:09
Neymiş efendim...

Atatürk rakı içiyormuş.
Aslandı o, aslan...
Aslan sütü içecek tabii.
*
Hadi siz "dönülmez akşamın ufkundayız" diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım...
*
İçki yasaklanabilir.
Bence mahzuru yok.
Ama rakı asla...
Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki" değildir rakı.
*
Yurt sevgisidir örneğin...
İki tek attın mı, "n’olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa!
Tıp bazen çaresizdir...
O ilaçtır.
Gurbete bile iyi gelir.
*
Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk’tir.
*
Botoks’tur bir nevi.
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne... Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır. İçilir, güzelleşilir.
*
Herkesin gençlik hatası olabilir... Bira içersin.
Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin. Amerika’da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler’de TIR parası ödersin, ayrı...
Kürkçü dükkánıdır.
Döner dolaşır, gelirsin.
*
Orhan Gencebay’dır.
Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın... Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin... İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır.
Tatlıses’tir.
Realite’dir.
*
Çocuktur, ağlarsın.
*
Hele beyaz "p"eynir ile "k"avun olursa sağında solunda... Örgüttür.
PRK...
Ama bölücü değil, birleştirici örgüt.
Türk’ü de içer, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de. Sor bak, Ermeni’si de, Rum’u da, Yahudi’si de.
*
AB’cidir...
Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs’ı veresin gelir!
*
Madem gıcıksın rakıya...
Neden balık avlıyorsun o zaman kardeşim?
Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?
Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin...
İnek miyiz biz?
*
Yanlış şiir okuyorsun...
Hapse giriyorsun.
(Üstüne, yanlış şair okuyorsun...)
*
Oku bak...
Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli:
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip musikiler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam...


YILMAZ ÖZDİL / HÜRRİYET


Mesajı Yazan: impact
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 10:11
gerçekten çok iyi helal olsun..


Mesajı Yazan: xMEGANx
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 11:59
ATATÜRK TARTIŞILMAZ. Bizler onun hediye ettiği topraklarda onun hediye ettiği yaşamda yaşıyoruz. İyi günler.

-------------

AIRBUS 307
-Peugeot 307 1.6 HDI 2007 Alp Beyaz Makyajlı Kasa


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 12:03
"Memleketin her tarafında çetin bir mücadele ve mukavemet başlamıştı. Ankara bir kurtuluş burcu ve Mustafa Kemal''in adı bir bayrak olmuştu. Antep, mücadele günlerinin acı bir devresiydi. Memlekette istiklâl şuurlaşmış, topyekûn bir vuzuh kazanmıştı.

O zaman ilkokulun ihtiyari sınıfındaydım. Bir sabah okula geldiğim zaman çocukların bahçede toplanmış olduğunu gördüm. Din dersleri muallimi Hafız Halil Efendi''nin konuşacağını söylediler. Halk da okulun bahçesinde toplanmıştı. Az sonra Hafız Halil Efendi kürsüye çıktı. Titrek fakat heyecanlı bir sesle:

''- Din kardeşlerim, sizi Şeyh Sunusî Hazretlerinin bir tebşiri için buraya topladım'' dedi ve şu vakayı anlattı:

''- Şeyh Sunusî Hazretleri bir gece Peygamberimizi rüyasında görmüş ve koşup elini öpmek istemiş. Peygamber kendisine sol elini uzatmış, buna şaşıran ve mahzun olan Şeyh, Peygambere hitaben:

- Ya Resulâllah niçin sağ elinizi vermediniz? Diye sual edince şu cevabı almış:

"Sağ elimi Ankara''da Mustafa Kemal''e uzattım."

Bu rüyayı anlatan Hafız Halil Efendi''nin elleri, çenesi ve dili titriyordu. Gözleri dolu doluydu; hitabesi kalabalığı etkilemişti. Birden gür ve imânlı bir sesle:

-Ey ahali, Mustafa Kemal muzaffer olacak, Peygamber Efendimizin sağ eli onun elindedir. Buna iman edin!.. diye haykırdı ve kürsüden indi.

Sonradan öğrendiğime göre, Merhum Hafız Halil Efendi bu rüyayı camide va''zetmiş ve onu imanlı tefsirlerle tamamlamıştır."

(Avni Altıner, Her Yönüyle Atatürk, s. 153-155 / Başbuğ Atatürk Yusuf Koç ve Ali Koç)


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 12:05
Ve yine İstiklal Harbi günlerinde, Sakarya Meydan Muharebe''lerinin en kritik dönemlerinde, top seslerinin Ankara''dan duyulmaya başlandığı ve Büyük Millet Meclisi''nin Kayseri''ye nakledilmesinin bile düşünüldüğü günlerde Atatürk, günlük çalışmalarının büyük bir kısmını yürüttüğü ve bugün müze olarak değerlendirilen Ankara Tren İstasyonundaki evde, bir sabah erken kalktığı bir sırada Çavuş Ali Metin''e:

Acele olarak Fevzi Paşa''yı telefonla ara, bul ve hemen buraya gelmesini söyle. Diyor.

Ali Metin, Fevzi Paşa''yı telefonla arayıp bulduğunda, Fevzi Paşa da Atatürk''ün yanına gelmek üzere, hemen evden çıkmakta olduğunu söylüyor. Fevzi Paşa Atatürk''ün yanına girince, Atatürk ona bir kâğıt kalem uzatıp:

Bugün gördüğün rüyayı yaz ve bana ver, diyor.

Kendisi de bir kâğıt kalem alıp aynı şekilde o gün gördüğü rüyayı, Fevzi Paşa''ya vermek üzere yazmaya başlıyor. Yazma işi bittikten sonra, her iki Paşa da karşılıklı olarak yazdıklarını alıp okuyorlar ve okuma işi bittikten sonra birbirlerine bakıp sevinçle gülümsüyorlar.

Her ikisinin de yazdıklarını kendi kâğıtlarından okuyan Ali Metin, her iki kâğıtta da şu rüyanın yazılmış olduğunu görüyor:

Hz.Peygamber (s.a.v) Efendimiz, Hacı Bayrâm-ı Velî''ye diyor ki:

"-Mustafa''ya söyle, korkmasın, sonunda zafer onların olacak."

Bilindiği gibi, aynı gecede rüyalarında Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizi, Hacı Bayrâm-ı Velîye bu sözleri söylerken gören o iki muzaffer kumandanın o günkü isimleri, ''Mustafa Kemal'' ve ''Mustafa Fevzi''dir.
(Ahmet Gürtaş, Atatürk ve Din Eğitimi, s.160-161)


Mesajı Yazan: Serkan
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 12:09
Paylaşım için teşekkürler hocam.Clap


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 12:11
Rica ederim... Elimizden daha fazlası gelse...


Mesajı Yazan: emre_akdag
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 12:16
teşekkürler, emeğe saygı :)

-------------
ALP OTO YEDEK PARÇA
YENİŞEHİR / BURSA


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 13:38
http://www.youtube.com/watch?v=dwQkMottytc" rel="nofollow - Atatürkün davet ettigi ingiliz krali türkiyeye gelir ve dolmabahçe sarayinda sohbete baslarlar. Atatürk'ün emireri kazayla kahveyi kralin ustune doker. Kral sinirli sinirli yanindakilere
-"Ne beceriksiz adam. Yanindakilere disiplin verememis ulkesini nasil kurtarmis?" demis.
Ataturk demiski:
-"Ne diyor bu kocaoglan?"
Olayi anlatmislar Ata cok kizmis ve demiski:
-"Ben bu millete herseyi ogrettim sadece usak olmayi ogretmedim" demiş.
 
 


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 13:39
Videolu anlatımı burda
 
http://www.youtube.com/watch?v=dwQkMottytc


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 17:33
Bugün ajanslarda geçen bir haber... Milli tartışmasında son nokta...
 
Milli içkimiz sudur...
Yoğurda katarsan ayran,
Rakıya katarsan bayram olur... :)


Mesajı Yazan: samet206
Mesaj Tarihi: 22 Mayıs 2013 Saat 20:55
Orjinalini yazan: mrt.ezr mrt.ezr Yazdı:

http://www.youtube.com/watch?v=dwQkMottytc" rel="nofollow - Atatürkün davet ettigi ingiliz krali türkiyeye gelir ve dolmabahçe sarayinda sohbete baslarlar. Atatürk'ün emireri kazayla kahveyi kralin ustune doker. Kral sinirli sinirli yanindakilere
-"Ne beceriksiz adam. Yanindakilere disiplin verememis ulkesini nasil kurtarmis?" demis.
Ataturk demiski:
-"Ne diyor bu kocaoglan?"
Olayi anlatmislar Ata cok kizmis ve demiski:
-"Ben bu millete herseyi ogrettim sadece usak olmayi ogretmedim" demiş.
 
 


Bu ayrı bir güzelmiş Thumbs Up


-------------
Peugeot Mod ''206'' 1.4 XR 2000
Asaleti Renginde Saklı...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 23 Mayıs 2013 Saat 08:56
Orjinalini yazan: samet206 samet206 Yazdı:

Orjinalini yazan: mrt.ezr mrt.ezr Yazdı:

http://www.youtube.com/watch?v=dwQkMottytc" rel="nofollow - Atatürkün davet ettigi ingiliz krali türkiyeye gelir ve dolmabahçe sarayinda sohbete baslarlar. Atatürk'ün emireri kazayla kahveyi kralin ustune doker. Kral sinirli sinirli yanindakilere
-"Ne beceriksiz adam. Yanindakilere disiplin verememis ulkesini nasil kurtarmis?" demis.
Ataturk demiski:
-"Ne diyor bu kocaoglan?"
Olayi anlatmislar Ata cok kizmis ve demiski:
-"Ben bu millete herseyi ogrettim sadece usak olmayi ogretmedim" demiş.
 
 


Bu ayrı bir güzelmiş Thumbs Up
 
videosunu muhakkak izleyin ama :)


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 23 Mayıs 2013 Saat 10:51

Günlerden bir gün İtalyan Büyükelçisi, Cumhurbaşkanı Atatürk ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir.

O zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, Büyükelçi : 

-Ekselans, dün Roma ile yapmış olduğum bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der. 

Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye bir şeyler daha ikram eder ve iki dakikalığına odadan ayrılır. 

Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. Doğruca masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak' a: 

- Paşa, İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlarmış. Hazır mıyız? 

Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazırız Paşam" diye yanıtlar... 

Ata, Büyükelçiye döner ve: "Biz hazırmışız. Hükümetinize söyleyin, ne zaman isterlerse gelip Hatay'ı alabilirler" der.

 
Karizma görmek isteyenler, olayı canlandırsınlar zihinlerinde...


-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: ekinoks44
Mesaj Tarihi: 23 Mayıs 2013 Saat 14:46
Orjinalini yazan: mrt.ezr mrt.ezr Yazdı:

Günlerden bir gün İtalyan Büyükelçisi, Cumhurbaşkanı Atatürk ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir.

O zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, Büyükelçi : 

-Ekselans, dün Roma ile yapmış olduğum bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der. 

Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye bir şeyler daha ikram eder ve iki dakikalığına odadan ayrılır. 

Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. Doğruca masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak' a: 

- Paşa, İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlarmış. Hazır mıyız? 

Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazırız Paşam" diye yanıtlar... 

Ata, Büyükelçiye döner ve: "Biz hazırmışız. Hükümetinize söyleyin, ne zaman isterlerse gelip Hatay'ı alabilirler" der.

 
Karizma görmek isteyenler, olayı canlandırsınlar zihinlerinde...
 
ClapClapClapClap


-------------
Peugeot 206 XT 2003 Otomatik Vites
Ford Fiesta Comfort 2006 Otomatik Vites
Ford Focus Titanium 2013 Powershift


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 23 Mayıs 2013 Saat 15:01


-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 24 Mayıs 2013 Saat 12:57
Ulu Önder, Mudanya yolu ile Bursa'ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kütlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi. Bir kadının, elinde bir kâğıtla Atatürk'e yaklaştığı görüldü. Zayıf bir kadındı. Ata'nın yolunu keserek titrek bir sesle:
- Beni tanıdın mı oğul? dedi... Ben sizin Selanik'te komşunuzdum. Bir oğlum var: Devlet Demir Yolları'na girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat Müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış... Ne olur bir kere de siz söyleyiniz.
Atatürk'ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı. Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle:
- Oğlunu almadılar mı? dedi. Ben salık verdiğim halde mi almadılar? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta kendinden geçercesine dolu bir sesle:
- İşte Cumhuriyetten beklediğimiz sonuç... diyordu.

Hulusi KÖYMEN

Kaynak: Uludağ Dergisi, 1941 

-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 25 Mayıs 2013 Saat 13:37
30 Ağustos sabahı, Mustafa Kemal muharebe sahasında dolaşıyordu. Etraf binlerce düşman cesetleri ve birbiri üzerine yığılmış yüzlerce topçu hayvanı, terk edilmiş silah, top ve cephane dolu idi...
Atatürk şöyle söylendi:
"Bu manzara insanlığı utandırabilir! Fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk. Türkler, başka milletlerin vatanında böyle bir harekete teşebbüs etmezler."
Ganimetlerin arasında yırtılmış ve terk edilmiş bir de Yunan bayrağı gören başkumandan eli ile kaldırılmasını işaret ederek;
"Bir milletin istiklal alametidir, düşman da olsa hürmet etmek lazımdır, kaldırıp topun üzerine koyunuz."

-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 27 Mayıs 2013 Saat 10:45
Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle anlattı:
- “Şimdi siz buradan ayrılır istediğiniz yerde gezer dolaşırsınız. Benim gözümde bunun ne büyük mutluluk olduğunu bilemezsiniz. Halime bakın sahip olduğunuz bu özgürlükten yoksunum cumhurbaşkanıyım ama köşeye atılmış ve özgürlüğü sınırlı bir insanım. Bütün eğlencem akşamları soframa topladığım arkadaşlara ayrılmıştır. Haydi şimdi buradan ayrılıp bol bol dolaşın istediğiniz yerlere girip çıkın arzu ettiğiniz gibi eğlenin. Ben de bunun hayaliyle avunurum.” dedi.
O akşam hepimiz masadan erken ayrıldık.
Damar ARIKOĞLU
Kaynak: Damar Arıkoğlu – Hatıralar 1961

-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 28 Mayıs 2013 Saat 09:13



-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 08 Haziran 2013 Saat 15:55

BİR GÜN BİRİNCİ CİHAN HARBİNDEN SONRA ORTADOĞU'DA KURULAN SUNİ DEVLETLERİN HALKLARI AYAKLANACAKTIR...

O GÜN GELDİĞİNDE YENİ KURDUĞUMUZ CUMHURİYET'İMİZİN YÖNETİCİLERİ , BU HALKLARIN DEĞİL, EMPERYALİST GÜÇLERİN YANINDA YER ALIRSA , AYNI AKIBETE KENDİLERİ UĞRAYACAKLARDIR...

VE KURTULUŞ SAVAŞI'NDA YEDİ DÜVELE HADDİNİ BİLDİREN TÜRK HALKI, ONLARIN DA HAKKINDAN GELECEKTİR...

 
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 23 Ağustos 2013 Saat 10:43
Orjinalini yazan: İsmailmiAbi? İsmailmiAbi? Yazdı:

BİR GÜN BİRİNCİ CİHAN HARBİNDEN SONRA ORTADOĞU'DA KURULAN SUNİ DEVLETLERİN HALKLARI AYAKLANACAKTIR...

O GÜN GELDİĞİNDE YENİ KURDUĞUMUZ CUMHURİYET'İMİZİN YÖNETİCİLERİ , BU HALKLARIN DEĞİL, EMPERYALİST GÜÇLERİN YANINDA YER ALIRSA , AYNI AKIBETE KENDİLERİ UĞRAYACAKLARDIR...

VE KURTULUŞ SAVAŞI'NDA YEDİ DÜVELE HADDİNİ BİLDİREN TÜRK HALKI, ONLARIN DA HAKKINDAN GELECEKTİR...

 
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: İsmailmiAbi?
Mesaj Tarihi: 23 Ağustos 2013 Saat 11:07
O gün Duatepe'de düşmanın iniltisini sevinç gözyaşları ile kutluyorduk. Mürettep Kolordumuzun Kurmay Başkanı Hayrullah (Fişek) , bir akşam yemeği hazırlamıştı. Ortada bir cılız tavuk ile, dört/beş dilim siyah ekmekten başka bir şey yoktu.

Dünden beri ağzımıza en ufak bir lokma girmemişti. Gazi Paşa, İsmet Paşa, Ben, Kazım Bey, sofraya bağdaş kurduk. Hayrullah Bey (Fişek) , Tevfik Bey (Bıyıklıoğlu) , Salih Bey (Bozok) biraz uzaktaydılar. Atatürk, Kolordu Komutanı Kazım Bey'e dönerek:

- Erlere yiyecek ne verebildiniz? dedi.
- Kazım (Özalp) Bey şaşırdı, durakladı, Kurmay Başkanı'na dönerek:
- Hayrullah Bey,erlere ne verebildik? diye sordu.
- Efendim, dün sabah tedarik ettiğimiz buğdayı kavurmaları için birliklere dağıtmıştık...

Mustafa Kemal Paşa, biraz durakladıktan sonra ayağa kalktı ve tavuğa el atmadan yürüdü... Biz de onu takip ettik. Diğer arkadaşlar da ne tavuk, ne de bir dilim ekmeğe el sürebilmişti. O akşam hepimiz aç yattık...

Kaynak: Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım Gündüz'ün Hatıraları

-------------
O gemi mutlaka gelecek bi gün...


Mesajı Yazan: ibrahim
Mesaj Tarihi: 27 Şubat 2015 Saat 10:59
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK için söylenen yalanlardan bir tanesi de çok içerdi!.
Bu kocaman bir yalandır! Siroz'dan ölmesinin sebebi içkiden değil, yanlış uygulanan tedavidir!. 
Bunu ispatlamamın da tek yolu, hali hazırda elimde bulunan 4,340 adet resmidir!. Dillerden dillere dolaşarak, günümüzde böyle bir algı bırakacak kadar içen ATAMIN neden içki içerken bir tek fotoğrafı bile yok ?  4,340 adet fotoğraftan bir tanesinde bile içkili bir fotoğrafı olmaz mı ? Atatürk'ü dinsiz göstermek ve din üzerinden itibarsızlaştırmak için uydurulan yalanların en başıdır. Bu iftiraya bir çok Atatürkçü'de kanmış durumdadır!. 
Dipçe:  İçen birisiyse bile bu beni dahil, hiç kimseyi ilgilendirmez. Eğer "çok ama çok içerdi" diye bir cümle kullanıyorsanız "TEK BİR İSPAT" göstereceksiniz!.  Bunun da ispatı, sağdan soldan duyma şehir efsaneleri ve rivayetler değil, video ve fotoğraftır.


-------------
Tanrı Dağı kadar Türk'üm, Türkçü'yüm, Atatürkçü'yüm!.


Mesajı Yazan: baybaba
Mesaj Tarihi: 27 Şubat 2015 Saat 16:02
Bizim milli içkimiz rakı'dır, 

Şöyle deniz kenarında dalgaları dinlerken rakı-balık gibisi var mı ?


Mesajı Yazan: Haldun
Mesaj Tarihi: 29 Ocak 2016 Saat 18:14
içki içmek bir insanı dinsiz yapmaz. eğer dinsiz diyen birisi varsa, kendisi en başta dinsiz olmuş olur. 

bu memlekette içki içmekle dinsiz olunsaydı, hırsızlığıdır, rüşvetidir, buna arka çıkanlarıdır, memlekette müslüman kalmazdı.



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Forum Software by Web Wiz Forums® version 12.05 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2018 Web Wiz Ltd. - https://www.webwiz.net