2. ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMLERİ
2.1.KLASİK ATEŞLEME SİSTEMİNİN YETERSİZLİKLERİ
Motorlar gelişip sıkıştırma
oranları ve devirleri arttıkça klasik ateşleme sistemleri giderek
yetersiz kalmaya başlamıştır.Klasik ateşleme sistemlerinin en önemli
kusurları şunlardır:
1. Primer devre akımının 4 amperden daha fazla artırılmaması,
2. Devir arttıkça bobinin verdiği gerilimin azalması,
3. Platin değerinin fiberinin aşınarak avans ayarlarının bozulması,
4. Platin kontaklarının yanması veya zamanla meme yapması,
5. Distribütör kamının aşınması sonucu silindirler arası ateşleme avansının değişmesidir.
2.2.DAHA GÜÇLÜ BİR ATEŞLEME İÇİN TAKİP EDİLECEK YOLLAR
Klasik ateşleme sistemlerinde
platinler ancak 5 amper akımı yanmadan taşıyabilirler.Bir emniyet payı
bırakılarak bu akım 4 amperle sınırlandırılmıştır.Gerilim,şarj gerilimi
ile sınırlıdır ve akım da 4 amperden daha fazla artırılamayınca,bobinde
depolanan enerji de bunlarla sınırlı kalmaktadır.Elektronik ateşleme
sisteminin ortaya çıkmasını sağlayan fikir de primer devre akımını
artırma çalışmasının bir sonucudur.Daha güçlü bir ateşleme için
elektronik ateşleme sistemi kullanılarak;
1. Primer devre akımı artırılır.
2. Primer devre akımı geçiş süresi uzatılarak yüksek devirlerde bobinin verebildiği gerilimin azalması önlenebilir.
3. Platin gibi birbirine sürtünerek çalışan elemanlar kullanılmadığı için avans ayarı değişmez.
4. Yine sürtünerek çalışan elemanlar olmadığı için ateşleme avansı silindirden silindire değişim göstermez.
Elektronik ateşleme sisteminin diğer özellikleri sistemler anlatılırken ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
3.ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ ÇEŞİTLERİ
Klasik ateşleme sisteminin
belirli yapısına karşılık elektronik ateşleme sistemlerinin pek çok
çeşitleri vardır.Bunlar primer devre akımının kesilme şekline,ateşleme
avansı şekline ve sekonder devre gerilimi dağıtma şekline göre
sınıflandırılabilir.
3.1.PRİMER DEVRE AKIMININ KESİLME ŞEKLİNE GÖRE
Primer devre akımının kesilme şekline göre elektronik ateşleme sistemleri;
1) Platin kumandalı tip,
2) Manyetik kumandalı (platinsiz) tip,
3) Hall-effect (Hall-etkisi) kumandalı tip,
4) Foto elektrik kumandalı tip,olarak sınıflandırılmıştır.
3.2.ATEŞLEME AVANS ŞEKİLLERİNE GÖRE
Benzinli motorda,silindire
sıkıştırılan yakıt-hava karışımın ateşlendikten sonra tamamen
tutuşabilmesi için,alevin yakıt hava karışımı içinde ilerleme hızı
,dolayısıyla bir müddet sonra olacaktır.Silindir içerisindeki karışımın
tamamen yanabilmesi,normal şartlardaki bujinin kıvılcım çakışından 1/300
ile 1/1000 saniye gibi bir zaman
geç tikten sonra mümkündür.Piston üst ölü
noktada (Ü.Ö.N) iken buji kıvılcımı çakacak olursa,alev karışım
içerisinde ilerlerken,piston da hareketine devam edeceğinden tam tutuşma
anında üst ölü noktadan (Ü.Ö.N.) uzaklaşmış olur.
Üst ölü
nokta (Ü.Ö.N)’dan sonra yanma basıncının etkisinin görülebilmesi için
buji kıvılcımının Ü.Ö.N’dan önce ateşlemesi gerekmektedir.Bu nedenle
ateşleme noktası sabit olarak ayarlanamaz.İşte değişik devirlerde
motordan azami gücü alabilmek için derece olarak verilmesi gereken erken
ateşleme miktarına ateşleme avansı denir.Ateşleme avansı esas
olarak motorun devir sayısıyla orantılı olmakla birlikte,sıkıştırma
oranı,hava-yakıt karışımı yakıtın özelliği
vb. gibi hususların da tesiri altında kalmaktadır.
Günümüzdeki kullanılan taşıtlardaki distribütör sistemlerinde üç çeşit avans kontrol sistemi bulunmaktadır.
1. Mekanik avans tertibatı,
2. Vakum avans tertibatı ve
3. Elektronik avans tertibatı.
3.2.1. Mekanik Avans tertibatı
Klasik ateşleme sisteminde
mekanik avans tertibatı olarak görevi yapan iki ağırlık vardır.Bu
ağırlıklar motorun devrine bağlı olarak merkezcil kuvveti ile
çalışır.Distribütör üzerinde hareketli plaka distribütör milini platin
kamları ile birlikte dönme yönünde hareket ettirir.
Şekil 9.8.Mekanik avans sisteminin çalışma prensibi.
Şekil 9.8.a’da motor rölantide
çalışmaktadır.Avans ağarlıkları iki adet yayın direnciyle kapalı durumda
olup avans vermez.Şekil 9.8.b’de ise,motor devrinin artışına bağlı
olarak dönen distribütör mili üzerinde,devirle birlikte artan merkezcil
kuvveti oluşur.Bir pim ile yataklanmış olan avans ağırlıkları bu
merkezcil kuvvetinin etkisi ile açılırken iki adet yayın direncini yener
ve ağırlık tırnakları kam plakasını döndürerek motor devrine uygun olan
ateşleme avansını verir.Böylece motor devri ile bağlantılı olarak avans
verilmiş olur.
Transistorlu
ateşleme sisteminde ise distribütör avans ağırlıkları,distribütör
milini,sinyal verici kamı ve distribütör tevzi makarasını dönme yönünde
döndürürler.Sinyal verici, kam sinyal bobininin önünden erken geçer ve
ateşleme erken olur.
3.2.2.Vakum Avans Tertibatı
Bu sistem emme manifoldundaki
vakum tesiri ile çalışır.Bu sistemde ateşleme avansını sağlamak için
muhtelif tip vakum sistemi kullanılır.Genellikle vakum tertibatlarında
bir yaylı diyafram vardır ve bu diyafram mekanik bir bağlantı
vasıtasıyla distribütöre bağlanmıştır.Diyaframın yaylı tarafı hava
sızdırmayacak şekilde yapılmış olup bir boru ile karbüratördeki bağlantı
yerine monte edilir.Basit bir vakum avans sisteminin çalışma şeması
şekil 9.9.’da verilmiştir.
Şekil 9.9.vakum avans ayar tertibatının çalışması.
Şekil 9.9’daki A şeklinde görüldüğü gibi,gaz kelebeği
kısmi açık pozisyondadır.Bu sebeple vakum diyaframının karbüratör
tarafında gaz kelebeğinin kısmi açık olması nedeni ile hava basıncı
azalmış olup vakum durumundadır.Karbüratör emme
manifoldundaki vakum,vakum odasına etki eder.Vakum ve atmosferik basınç
arasındaki basınç farkı diyaframı hareket ettirir.Bu ise çekme kolu ile
döner platin tablasını distribütör mili dönüş yönüne ters yönde hareket
ettirir.Platinleri erken açar.Gaz kelebeği tamamen açıldığında vakum
azalır ve B şeklinde görüldüğü gibi,kam-platin tablası geri döndürme
yayı vasıtası ile eski pozisyona gelir ve ateşleme zamanını rötara
alır.Geri döndürme yayı aynı zamanda avans sınırlarını belirler.
3.2.3 Elektronik Ateşleme Avans Ayarı
Elektronik ateşleme sisteminde sensörler ve durum vericileri motorun çalışma şartlarını belirler:
1. Devir sayısı/Krank açışı:Distribütör Hall etkili vericisi veya krank milinden algılama.
2. Emme manifoldu basıncı/yük:Kumanda cihazı basıncı sensörü.
3. Rölanti/tam yük:Gaz kelebeği şalteri
4. Emilen hava/sıcaklık:Emme manifoldu sıcaklığı sensörü
5. Motor sıcaklığı:Motor üzerinde sıcaklığı sensörü
6. Vuruntu sinyali:Motordaki vuruntu sensörü
Şekil 9.10 da elektronik ateşleme (avans) ayarı verilmiştir.
Şekil 9.10 Elektronik avans ayar sisteminin çalışması
Analog sinyal üreten
sensörler de çıkan
Analog giriş sinyalleri analog/sayısal dönüştürücüler de sayısal
sinyallere dönüştürülür.Krank mili,gaz kelebeği ayarı ve devir sayısı
gibi sayısal sinyaller mikro bilgisayara doğrudan verilir.
Mikro
bilgisayarda tanıma alanı hafızaya alınmıştır,yani her devir sayısına ve
yük noktasına ait yakıt tüketimi ve egzoz gazları için en uygun
ateşleme noktaları programlanmıştır.Mikro bilgisayar,giriş sinyallerini
alır ve ateşleme tanıma alanından gerekli ateşleme açısını
hesaplar.Sonra çıkış sinyalini kumanda cihazının son kademesine
gönderir,bu ise endüksiyon bobininin primer devresini anahtarlar.
Ateşleme
(avans) ayarı ve ateşleme hareketinin bitirilmesi,elektronik kumanda
cihazı tarafından yapıldığı için yüksek gerilim dağıtıcısının
(distribütör) kumanda işlevi yoktur.Aksine sadece yüksek gerilim
dağıtıcısı olarak çalışır.
3.3. SEKONDER GERİLİMİ DAĞITMA ŞEKLİNE GÖRE
Sekonder gerilimi dağıtma şekline göre elektronik ateşleme sistemleri;
1) Distribütörlü tip,
2) Distribütörsüz (statik) tip,olarak sınıflandırılabilir.
3.3.1. FORD DİSTRİBÜTÖRSÜZ ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ
Ford, dört silindir motorlar
için distribütörsüz bir elektronik ateşleme sistemi geliştirilmiştir.Bu
sistemde aynı zamanda iki buji birden ateşlenir.Bunlardan biri egzoz
zamanında olan bir
silindirin ve diğeri de ateşleme zamanında olan bir silindirin
bujisidir.Bu sistemin şeması şekil 9.11 de verilmiştir.Ateşleme
bobininde iki primer devre sargısı ve bir sekonder devre sargısı
vardır.Sistemin çalışması krank mili üzerinde bulunan döner algılayıcı
tarafından kontrol edilir.Tetikleyicide primer sargılarının her biri
için bir tane olmak üzere iki tetikleme noktası vardır.Tetikleme
noktalarından her biri,primer sargılarının birinden geçen akımı kesen
bir elektronik kontrol ünitesini çalıştırır.Primer devre akımı kesilince
sekonder devre sargısında yüksek gerilim elde edilir.
Sekonder
devre geriliminin kutup yönü ve yüksek gerilim
diyotları her iki bujinin çıkacağını belirler.Örneğin sekonder devre
sargısının üst ucunun negatif olduğunu kabul edelim.Bu durumda yüksek
gerilim palsı sırasında elektronlar (elektron akımı) birinci bujiden
akarak şasiye geçerler.Elektronlar şasi yolu ile dördüncü bujiye
ulaşırlar ve oradan sekonder devre sargısının diğer ucuna ulaşarak
devrelerini tamamlarlar.Elektronlar bu anda ikinci ve üçüncü bujilerden
geçemezler çünkü yüksek gerilim
diyotları elektrik akımlarını ters yönde geçirmezler.
Şekil 9.11.Distribütörsüz elektronik ateşleme sistemi
4.PLATİN KUMANDALI TRANSİSTOR LÜ ATEŞLEME SİSTEMİ
4.1.SİSTEMİN SAĞLADIĞI YARARLAR
Platin kumandalı transistor lü
ateşleme sisteminin sağladığı yararlar;platin üzerinden geçirilen akım
0.1-0.5 amper gibi küçük değerlere düşürülerek platin ömrü
uzatılır.Ayrıca,transistör üzerinden geçen primer devre akımı
arttırılarak klasik ateşleme sistemine göre bobinde daha büyük enerji
depolanabilir.
4.2.KULLANILDIĞI ARAÇLAR
Bu sistem,günümüzde yeni model
hiçbir araçta kullanılmamaktadır.Genelde amatör elektronikçiler
tarafından yapılarak klasik ateşleme sistemlerine sonradan ilave
edilmektedir.1990 yılında Renault 9 Spring modeline fabrikasyon olarak
takılmış,daha sonra terk edilmiştir.
4.3. SİSTEMİN PARÇALARI
Bu sistemin parçaları,klasik
ateşleme sistemine ilaveten devrede,primer devre akımını kontrol eden ve
içerisinde trasistörler bulunan bir elektronik ünite vardır.Platin de
aldığı sinyal ile primer devre akımını kontrol eder.
4.4.SİSTEMİN PRENSİP ŞEMASI VE ÇALIŞMASI
Orijinal platin kumandalı
transistor lü ateşleme sistemlerinde,bobin primer direnci azaltılarak
bobin akımı artırılmıştır.Şekil 9.12’de görüldüğü gibi,primer devreye
bir transistör yerleştirip,platinlerden yalnızca
transistoru kontrol eden 0,5 amperlik beyz akımı geçirilirse,transistor
ün kolektör ve emiteri üzerinden bunun 10 katı kadar 5 amperlik primer
devre akımı geçirilebilir.
Şekil 9.12. Platin kumandalı transistorlü ateşleme sisteminin prensip şeması
Beyz akımı 1 amperi
geçmediğinden platinlerin yanması veya meme yapması da söz konusu
değildir. Bu şekilde, devreye konan transistör yardımı ile, primer devre
akımı Klasik sistemdeki 4 ampere karşılık elektronik ateşleme
sistemlerinde 8 ampere kadar çıkarıla bilmektedir.
Motor
yüksek devirde çalışırken klasik ateşleme sisteminde primer devre akımı 1
ampere kadar azalır, buna karşılık elektronik ateşleme sistemlerine bu
akım şekil 9.18. de görüldüğü gibi yüksek devirlerde de yine 8 amper
dolayındadır.
Sonuç
olarak elektronik ateşleme sistemlerinde depolanan enerji daha fazla
olduğundan bu sistem şekil: 9.19. da görüldüğü gibi daha yüksek bir
gerilim verir ayrıca primer devre akımı yüksek devirlerde fazla
azalmadığından sekonder devre gerilimi de yüksek devirlerde fazla
azalmaz bunun sonucu olarak buji tırnak aralığı artabilir ve daha güçlü
bir kıvılcımla daha iyi bir ateşlemede yanma sağlanabilir.
Klasik sistemde buji tırnak aralığı 0.5-0.8 mm olduğu halde, elektronik ateşleme sisteminde 1-1.5 mm ye kadar çıkarıla bilir.
4.5.PLATİN KUMANDALI TRANSİSTÖRLÜ ATEŞLEME SİSTEMİ ÖRNEĞİ
Klasik bataryalı ateşleme
sistemlerinde platinden geçen akım şiddetini azaltmak ve platin ömrünü
uzatmak için iki transistor den oluşan bir basit elektronik devre klasik
sistemine ilave edilmiştir. ( Şekil: 9.13 ) Devrede bulunan T2
transistörü NPN tipindedir ve bobin primer devre akımını kontrol eder.
T1 transistörü ise PNP tipindedir ve T2’’nin beyz akımını kontrol
etmektedir.
Kontak
anahtarı açılırken platin kontaklarının kapanmasıyla, T1
transistörü nün beyzine negatif gerilim uygulanarak iletime geçilir. T1
transistor ünün emiter-kollektör hattından gelen pozitif gerilim L3
direnci üzerinde geçerek T2’nin beyzine etki eder. T2 transistörünün
iletime geçmesi ile bobin primer sargılarından akım geçmeye başlar.
Ateşleme noktasında platin kontaklarının açılmaya başlamasıyla T1
beyzine uygulanan negatif gerilim ortadan kalkacaktır. T1 yalıtıma
geçmesiyle yalıtıma geçerek primer devre akımını aniden keser. Bu anda
endüksiyon bobini sekonder sargılarından oluşan gerilim distribütörü
tezi tertibatı yoluyla uygun bujilere gönderilecektir.
Platinden geçen akım ’luk R1 direnci
üzerinden geçmek zorundadır. R1
Direncinden geçen akım =12 / 180 =0.06
amper olacağından ömrü uzun olur.
Şekilde görülen dengeleme direnci,
marş motoru selonoidi tarafından, marş anında kısa devre edilmektedir.
T2 transistörün uçlarına bağlanmış olan C kondansatörü klasik ateşleme
sistemindeki kondansatör görevini yapar. Ateşleme sırasında bobinle
birlikte salınımlar oluşturarak kıvılcımın çakma süresini uzatır.
Devrede bulunan zener diyot, primer devrede oluşan gerilimin aşırı derecede artmasını engelleyerek D2 transistörünü korur.
Şekil 9.13. Platin kumandalı transistor lü ateşleme sistemi
4.6. SİSTEMİN KONTROLLERİ
4.6.1. Primer Devre Akımının Ölçülmesi
Primer devre akımını ölçmek
için devreye bir amper metre bağlanması gerekir primer devre şekil
9.14’de görüldüğü gibi herhangi bir yerinden açılarak devreye A1 amper
metresi bağlanır. Platin kontakları kapandığı zaman transistör iletime
geçer primer devre sargılarından geçen akım devresinin A1 amper metresi
ve transistör üzerinden geçerek tamamlar. A1 ampermetre primer devre
akımını gösterir.
4.6.2. Platin Üzerinden Geçen Akımın Ölçülmesi
Platin bağlantı uçlarından
birisi sökülerek 9.12’de görüldüğü gibi A2 amper metresi devreye seri
olarak bağlanır platin kontakları kapandığı zaman kontaklardan geçen
akım A2 amper metresinden okunur.
Şekil: 9.14. Platin kumandalı transistorlü ateşleme sistemi platin ve primer devre akımının ölçülmesi.
4.6.3. Sekonder Gerilimin Ölçülmesi
Bobin sekonder devre
gerilimini ölçmek için, özel osiloskoplu motor test kitabı kullanmak
gerekir bu cihaz bobin sekonder devre kablolarından sinyal alarak
çalışır sekonder devre gerilim, değişimini zamana bağlı olarak grafik
şeklinde gösteriri elde edilen eğri incelenerek ateşleme sistemi
arızaları belirlenir.
4.6.4.SİSTEMİN YETERSİZLİKLERİ
Platin kumandalı transistor lü
ateşleme sistemlerinde platin meme yapması önlendiği halde zamanla
platin fiberi aşınarak platin aralığı ve avans ayarı bozulur. Zaman
zaman platin ayarını yapmak gerekir
Platin
kumandalı sistemler yüksek hızlarda platin sıçraması sonucu motorun
teklemesine yol açabilirler bu nedenle yüksek devirli motorlar için
platin kumandalı transistor lü ateşleme sistemleri elverişli değildir.
5. MANYETİK KUMANDALI (ENDÜKTİF VERİCİLİ)
ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ
5.1.PLATİNLİ SİSTEME KARŞI ÜSTÜNLÜKLERİ
Platin kumandalı sistemler ani
ivmelenme sırasında yetersiz kalıp teklemeye sebep
olabilmektedir. Klasik ateşleme sistemlerinde erişile bilen en yüksek
kıvılcım sayısı saniyede 400 civarındadır.Buda sekiz silindirli bir
motorun 6000 d/d lık hızının karşılığıdır. Günümüzde kullanılan bir çok
yarış motoru 12000 d/d hızda çalışacak şekilde yapılmışlardır. Platin
kumandalı sistem bu motorların ihtiyacını karşılamakta çok uzaktır.
Elektronik ateşleme sistemleri ise saniyede 1000 kıvılcım verebilirler
ki buda sekiz silindirli bir motorun 15000 d/d lık hızının
karşılığıdır.Sistemin platin kumandalı sisteme göre üstünlükleri aşağıda
sıralanmıştır.
a) Yüksek hızlarda bütün silindirler eşit ve doğru avans ile ateşlenir.
b) Platin ve platin fiberi aşıntısı yoktur.
c) Platin olmadığı için yüksek devirlerde platin sıçramasından oluşan motor teklemesi meydana gelmez.
d)
Değişen dwell açısı kontrolü ile bobinde her devirde maksimum enerji
depolana bilir bu sayede sekonder devre gerilimi yüksektir.
5.2. KULLANILDIĞI ARAÇLAR
Yerli otomobillerde 1990 yılı
sonrası üretilen elektronik ateşleme sistemli taşıtlarda, manyetik
kumandalı tetikleme sistemleri kullanılmıştır. Bu sistem yerli araçlar
için mako firması tarafından
Türkiye'de üretilmekte, Avrupa orijinli taşıtlar için boss CH firması
tarafından yurt dışında üretilmektedir. Farklı firmalar tarafından
üretilen sistemler
diğer markalardaki taşıtlarda görülmektedir.
5.3. SİSTEMİN PARÇALARI VE ÇALIŞMA ESASI
Manyetik kumandalı elektronik ateşleme şekil: 9.15’de görülmektedir
Şekil 9.15. Manyetik kumandalı elektronik ateşleme sistemleri parçaları
Şekil 9.15.’de görülen manyetik
kumandalı elektronik ateşlene sisteminde Distribütör klasik Distribütörü
bir benzeridir. Distribütör içerisindeki platinler çıkarılmış,
yerine
bir manyetik sinyal jeneratörü ( pulse
jeneratör ) yerleştirilmiştir. Kontrol ünitesi Distribütör içerisindeki
manyetik sinyal jeneratöründen aldığı sinyalle bobin
primer akımını keserek sekonder sargılarda yüksek gerilim oluşturur,
oluşan yüksek gerilim sekonder devre kablosuyla bobin kulesinden
Distribütör merkez kulesine gönderilir. Distribütör içerisindeki tevzi
makarası yoluyla yüksek gerilim sırası gelen bujiye dağıtılır sekonder
devrenin çalışması klasik ateşleme sistemindeki ile tamamen ayrılır.
5.3.1. Distribütör ve Manyetik Sinyal Bobini (Manyetik Sinyal Jeneratörü)
Manyetik kumandalıda
Distribütör içerisindeki platin kaldırılmış ve yerine küçük bir bobin
konmuştur. Distribütör kamının yerini de silindir sayısı kadar sivri
uçları bulunan bir “yıldız kam” veya “tetikleme tekeri” almıştır. Platin
tablasına küçük bir daimi mıknatıs yerleştirilmiştir. Mıknatısın kuvvet
hatları sivri uçlar bobini göbeğinden uzakta iken havadan geçerler
sivri uçlar 9.16. da görüldüğü gibi bobin göbeğiyle karşı karşıya
geldiği zaman kuvvet hatları bobinin içinden geçer kuvvet hatlarının
bobinden geçmeye başlaması ve kesilmesi sırasında bobinde meydana gelen
manyetik alan değişikliği bobin sargısından bir endüksiyon gerilimi
meydana getirir. Bu endüsyon gerilimi transistor ü tetiklemek için
kullanılır tetikleme gerilimi transistorun beyz akımını durdurur
transistor bir an için akım geçirmez olur. Primer devre akımı kesince
klasik ateşleme sisteminde olduğu gibi bobinde manyetik alan kaybolur bu
sırada sekonder devrede yüksek gerilim meydana gelir Distribütör
yoluyla dağıtılan yüksek gerilim bujilerde kıvılcım çıkmasına neden olur
Şekil 9.16. Manyetik kumandalı ( Endüktif vericiler ) tetikleme sistemi
Manyetik kumandanın bir
başka şekli şekil 9.17’de görülmektedir burada tetikleme tekeri krank
milinin ucuna takılmıştır ve bir boş diş bırakılmıştır manyetik sinyal
alıcısı boş dişin hizasına gelince alttaki grafikte görüldüğü gibi
aratan bir endüksiyon gerilimi meydana gelir. Bu sinyal elektronik
kontrol ünitesine iletilir ve
elektronik kontrol ünitesi bundan yararlanarak pistonun ( üst ölü
noktadaki ) yerini
belirlediği gibi aynı zamanda motorun devrinde bu sinyalin frekansına
göre belirler hem ateşlemeyi tetikler
hem de avansı ayarlar
Şekil 9.17. Tetikleme tekerleği krank mili üzerine takılmış sistem
5.3.2. ATEŞLEME BOBİNİ
Elektronik ateşleme sisteminde
primer akımın klasik ateşleme sistemine göre çok daha büyük olduğu ve
daha çabuk doygunluğa eriştiği görülür bunu sağlaya bilmek için bobin
primer devre sarım sayısı azaltılıp sekonder devre sayısı çoğaltılır.
Örneğin klasik ateşleme sistemindeki primer devrede 200 sarım ve 1/ 100
sarım oranına karşılık elektronik ateşleme sistemindeki bobinlerden
primer devrede 95 sarım ve 1/270 veya 1/400 sarım oranı mevcuttur bu
nedenle elektronik ateşleme sistemi bobinlerinde primer devre direnci
0.8 - 1.12 civarındadır. sekonder sargı dirençleri ise klasik sisteme
göre daha yüksektir bütün bunların sonucu olarak elektronik ateşleme
sistemlerinde yüksek hızda ani bir ivmelenme sırasında bujinin çakma
gerili rahatça bobinin verdiği gerilimin üstüne çıkabilir bu durum
motor,un teklemesine sebep olabilir elektronik ateşleme sisteminin vere
bildiği gerilim her zaman bujinin çakma geriliminin çok üstündedir.
Şekil 9.18’ de Klasik ve
elektronik ateşleme sistemlerinde primer devre akımının düşük ve yüksek
hızlardaki grafiği ile şekil 9.19’da ise bobinin vere bildiği gerilim
motor hızına bağlı olarak değişimi grafiği görülmektedir.
Şekil 9.18. Klasik ve elektronik ateşleme sistemlerinde primer devre akımının düşük ve yüksek hızlarda değişimi
Şekil 9.19. Klasik ve elektronik ateşleme sistemleri de bobinin verebildiği gerilimin motor hızına bağlı olarak değişimi.
5.3.3. Manyetik Kumandalı Elektronik Ateşleme sisteminin Çalışma Prensibi
Manyetik kumandalı elektronik
ateşleme sisteminin çok karmaşık olmasından dolayı sistemin çalışma
prensibi şekil 9.20’de verilen basitleştirilmiş devre üzerinde
anlatılmıştır.
Devrede
manyetik sinyal jeneratörü, transistör ve dirençlerden oluşan kontrol
ünitesi ve bobin bulunmaktadır. Bobin primer devre sargılarından geçen
akım, devresini transistör üzerinde tamamlamaktadır. Motor çalışırken
kontak anahtarı açık (ON) konumuna getirildiğinde A noktasında belirli
bir gerilim okunur. Bu gerilim bölücü devrenin oluşturduğu gerilimdir ve
manyetik sinyal jeneratörü sargıları üzerinden transistor ün beyz ucuna
etki eder. Oluşan gerilim çok küçük olduğu için (0,6 volt veya daha az)
transistör yalıtım durumundadır. Bobin primer sargısından geçen akım
devresini tamamlayamaz. Motor çalıştığı zaman distribütör içerisindeki
rotor dönmeye başlar ve manyetik sinyal jeneratörü alternatif gerilim
üretmeye başlar. Eğer üretilen gerilim Şekil 9.21’de görüldüğü gibi ok
yönünde ise A noktasında bulunan gerilime ilave edilir. Artan gerilimin
etkisiyle transistor ün kolektöründen
emitere, oradan da şasiye geçerek devresini tamamlar.
Şekil 9.20. Manyetik kumandalı elektronik ateşleme sisteminin çalışma prensibi (motor çalışmıyor)
Şekil 9.21. Manyetik kumandalı elektronik ateşleme
sisteminin çalışma prensibi (motor çalışıyor sinyal bobinden pozitif
voltaj üretiliyor.
Manyetik sinyal
jeneratöründe üretilen gerilim negatif yönde olduğundan, A noktasındaki
gerilim daha da azalarak transistor ü yalıtıma sokar. Transistor ün
primer devre akımını kesmesiyle birlikte bobin sekonder sargılarında
yüksek gerilim elde edilir. Yüksek gerilim distribütör yoluyla uygun
bujilere dağıtılır. Şekil 9.22’de Manyetik sinyal jeneratöründe oluşan
gerilim eğrisi ve transistor ün iletimi (ON) ve yalıtım (OFF)
pozisyonları görülmektedir.
Şekil 9.22. Manyetik kumandalı
elektronik ateşleme sisteminin çalışma prensibi (motor çalışıyor Sinyal
bobinden negatif gerilim üretiliyor).
Şekil 9.23. Manyetik sinyal jeneratöründe oluşan gerilim eğrisi ve transistor ün iletim (ON) ve yalıtım (OFF) pozisyonları.
5.3.4. Elektronik Kontrol Ünitesi ve Sistemin Çalışması
yeni tip elektronik ateşleme
sistemlerinin devre yapıları giderek daha karmaşık hale gelmektedir. Bu
nedenle, karmaşık devrelerin yapısını ve çalışmasını ayrıntılı olarak
vermek yerine blok devre şemaları özet olarak açıklanmaya
çalışılacaktır.
Bosch
firmasının manyetik kumandalı elektronik ateşleme sisteminin
basitleştirilmiş blok devre şeması Şekil 9.24’de verilmiştir. Sistemde
oluşan olaylar zinciri Şekil 9.25’de ve sistemin ayrıntılı şeması ise
Şekil 9.26’da görülmektedir.
Şekil 9.24 Bosch manyetik kumandalı elektronik ateşleme sisteminin (kontrol ünitesinin) blok devre şeması
Şekil 9.25 Bosch manyetik kumandalı elektronik ateşleme sistemindeki olaylar zinciri
Şekil 9.26 Bosch manyetik kumandalı elektronik ateşleme sisteminin elektronik kontrol ünitesi şeması
Sistem, beş fonksiyonel
kısma ayrılmıştır. Birinci kısım
regülatör bölümüdür. Bu kısmın görevi, sisteme uygulanan besleme
gerilimini mümkün olduğu kadar sabit tutmak, sürekli veya kısa süreli
gerilim değişimlerin önlemektedir. İkinci kısma pas şekillendirici
denir. Bu kısmın distribütörün içindeki manyetik kumanda sisteminin
Şekil 9.16’da görülen alternatif gerilim sinyalini kare dalga şekline
çevirir (Şekil 9.24). transistor lerin tam iletime ve tam yalıtıma
geçebilmeleri için bu gereklidir.
Üçüncü
kısım “kam açısı” veya “primer devre akım geçiş süresi kontrol”
bölümüdür. Şekil: 9.25’de de gösterilmiş olan bu kısım, motorun devir
sayısına göre Şekil: 9ç16’da görülen kare dalganın süresini uzatıp,
kısaltır. Bu süre, bobin primer devre sargısından akım geçiş süresidir.
Yüksek motor devirlerinde daha uzun süre akım geçmesini sağlayarak,
bobinde depolanan enerjinin azalmasını önleyip ateşlemenin daha güvenli
olmasını sağlar.
Dördüncü kısım “sürücü”
bölümüdür. Bu kısmın görevi, kam açısı kontrol kısmından gelen sinyali
yükselterek, darlington devresine göndermektedir.
Beşinci kısım Darlington devresi
olarak adlandırılır. Primer devre akımını geçiren ve kesen kısımdır. Bu
kısımda birbiri ardına bağlanmış iki transtörden oluşan ve bir gövde
içerisine yerleştirilmiş özel bir gövde vardır.
5.3.5. Bosch Manyetik Kumandalı Elektronik Ateşleme Sisteminin Çalışması
Sistemin
devre şeması Şekil 9.24’de görülmektedir. Ateşleme bobinin primer devre
çıkış ucu 16 numaralı uca ve manyetik kumanda sinyal bobinin uçları da 7
ve 31d numaralı uçlara bağlanır.
Burada
D4 diyotu yalnız negatif pals durumda iletime geçer ve pozitif pals
durumunda yalıtımdadır. Sinyal gerilimin pozitif pası sırasında T1
iletimde, T2 yalıtımda ve T3, T4, T5, ve T6 iletimdedir ve bobinin
primer devresinden akım geçmektedir. Sinyal geriliminin negatif olduğu
anda (Şekil: 9.21’de tz anında) D4 iletime geçerek T1’i yalıtıma sokar
ve ateşleme sistemi tetiklenmiş olur. T1 yalıtıma geçince T2’nin beyzini
şasileşmeyeceğinden T2 iletime geçer. T2 iletime geçince C5’in
kondansatörünün sol tarafı T2 üzerinde şasilenir ve C5 kondansatörü
deşarj olmaya başlar. Bu andaC5’in sol tarafı artı ve sağ tarafı eksi
yüklüdür. T2 iletime geçip C5’in sol tarafı
şasileşince C5in sağ tarafındaki negatif yük T3ü yalıtıma sokar. Bunun
sonucu olarak T4, T5, ve T6 yalıtıma geçerek, 16 numaralı uçtan gelen
primer devre akımı kesilmiş olur.
Primer
devre akımının kesilme süresi C5 kondansatörünün deşarj süresine
bağlıdır. Ateşleme anında sağ tarafı negatif olan kondansatör deşarj
olup nötrleştikten sonra,
R üzerinden gelen akımın etkisi ile sağ taraf bu sefer pozitif olur ve
bu T3ü yeniden iletime sokar. T3ün iletime geçmesi ile T4, T5, ve T6da
iletime geçerek ateşleme bobininin primer devresinden yeniden akım
geçmeye başlar. Sinyal geriliminin pozitif palsi 7 numaralı ucu
etkilediği anda T1 yeniden iletime geçer. T1 iletime geçince T2nin
beyzini
şasileşeceğinden T2 yalıtıma geçer ve ateşleme olayı yeniden başlar
Devrede
bulunan D1 diyotu batarya uçlarının yanlışlıkla ters bağlanması
durumunda akım geçişini engelleyerek transistörleri korur ters akım
diyotu D6 ‘da ter bağlanma halinde darlington transistor ünü korur bazı
zorlu çalışma koşullarında primer ve skonner devre sargıları arasında
yüksek gerilim atlamaları oluşabilir ve bu gerilim atlamaları sistemde
tehlikeli salınımlar meydana getirebilir. R18, R19, ZD4 ve C3 bu
salınımları bastırmaya yararlar. R1,C1, C2 ve ZD1 ise besleme gerilimini
sabitlemeye çalışan regülatör devresinin elemanlarıdırlar.
Besleme Geriliminin Sabit
Tutulması: Şekil 9.22’de ilk kısım gerilim regülatörüdür bu devrenin
temel elemanı ZD1 zener diyotudur dış devreden gerilim yükselir ve bu
gerilim ZD’nin eksik gerilimini aşarsa zaner iletime geçerek şaseye
kaçak yaptırır. Oluşan akım R1 direncinden ve ZD1 üzerinden geçerek şasi
yapar ve gerilim azalır geriliminin ZD1 in eşit geriliminin altına
düştüğü zaman ZD1 yalıtıma geçerek üzerinden geçen akımı keser.Devrede
bulunan C1 ve C2
kondansatörleri de şarj sisteminden kaynaklanan,sürekli ve gelip geçici
dalgalanmaları önlerler.
Kumanda sinyal geriliminin kare dalgaya çevrilmesi:Şekil
9.26 da pals şekillendirici devre tarafından
gerçekleştirilir.Transistörlerin tam iletime ve tam yalıtıma
geçebilmeleri için alternatif sinyal geriliminin kare dalgaya çevrilmesi
gereklidir.Bu kısımda bulunan T1 ve T2 transistörleri ile D4 ve D5
diyotları bu görevi yaparlar.
Şekil 9.27 de görüldüğü gibi
manyetik kumanda bobininden gelen sinyal negatiften pozitife
geçerken,”A” noktasında,t0 anında –U0 eşik gerilimini aşar aşmaz,D4
diyotu yalıtıma ve T1 transistörüde iletime geçer.Altta görüldüğü
gibi,t0 anında T1’in iletime geçmesi ile T1 üzerinden geçen akım birden
en yüksek değerine çıkar.
Şekil 9.27 alternatif sinyal geriliminin kare dalgaya dönüşümü.
T1’in iletime geçmesi ile
T2’nin beyzi T1 üzerinden şasileneceğinden T2 yalıtıma geçer.T1
süresince T1 iletimde T2 ise yalıtımdadır.Sinyal
gerilimi ”Z” noktasında –U0 eşik geriliminin altına iner inmez D4 diyotu
iletime geçer ve negatif pals F1’i yalıtıma geçiriken T2’de iletime
geçirir.Bu şekilde sinyal jeneratörünün alternatif sinyal gerilimi kare
dalgaya çevrilmiş olur.”Z” noktasında yani tz anında negatif sinyal
gerilimi tarafından tetiklenmiş bulunan T1’in yalıtıma ve T2’nin iletime
geçmesi ile ateşleme sistemide tetiklenmiş olur.+U gerilimi yüksek
hızlarda 100 volta kadar çıkar.
Akım geçiş süresinin (kam açışının) azaltılıp çoğaltılması:Kam
açısı klasik ateşleme sistemlerinde bir silindire düşen distribütör
dönüş açısının %60’ı kadardır.Bu açının sabit olması nedeni ile motorun
devri arttıkça primer devreden akımın geçiş süresi kısalır ve yüksek
hızlarda bobinin doygunluğa erişme miktarı azalır.Yeni nesil elektronik
ateşleme sistemlerinde primer devre akımının geçiş süresi çeşitli
şekillerde kontrol edilerek yüksek devirlerde bir silindire düşen
distribütör dönüş açısının %85’ine kadar çıkarılabilir.Buna klasik
sistemlerde “bağıl kam açısı” ve elektronik ateşleme sistemlerinde de
“bağıl akım geçiş süresi” denir.
Bosch
elektronik ateşleme sisteminde akım geçiş süresinin kontrolü bir zaman
ayrı ile sağlanır. Bu zaman ayar düzeni, bir kondansatörün sabit gerim
altında bir çift direnç üzerinden şarj ve deşarj edilmesi esasına göre
çalışır. Buna RC devresi denir. Şekil 9.26 da “kam açısı kontrolu”
kısmında görülen bu devrenin çalışması Şekil 9.28 ve 9.29 da
görülmektedir.
Burada
RC devresini C5 kondansatörü ile R9 ve R11 dirençleri oluştururlar.
Kondansatörün şarj ve deşarj olmasını ise T2 ve T3 transistörleri
kontrol ederler.
Şekil 9.28. Akım geçiş süresinin ayarlanması
Üsteki eğri motor 3000 d/d, alttaki eğri 5000 d/d’da çalışırken gerilim değişikliklerini göstermektedir.
Manyetik kumanda sinyal
geriliminin pozitif palsi sırasında T2 yalıtımdadır ve C5 bu sırada R9
üzerinden ve bu anda iletimde bulunan T3 yolu ile şarj olmaktadır. Bu
şarj sırasında C5in sol tarafı pozitif ve sağ tarafı da negatif olarak
yüklenmektedir. Alçak devirlerde şarj süresi uzun olduğundan
kondansatörün gerilimi 12 volta çok yaklaşır, Bu şarj süresince T3
iletimdedir (Şekil: 9.28.a). Kondansatörün sağ tarafı eksi yüklü olduğu
halde şarj akımı T3ü iletimde tutar. Tam ateşleme anında (tz), T2
iletime geçer ve C5 kondansatörünün artı yüklü olan sol tarafı şasiye
bağlanır. Şekil 9.24.b C5 kondansatörü bundan önce R9 ve T3 üzerinden
devreye bağlı olduğu halde, T2nin iletime geçmesi ile R11 ve T2
üzerinden devreye bağlanır. T2nin iletime geçmesi anında C5in sağ
tarafındaki negatif yük T3ü yalıtıma sokar (Şekil 9.28.b.). T2
transistörü kondansatörü kondansatörün artı yüklü sol ucunu
şasilediğinde, negatif yüklü olan sağ ucu da R11 üzerinden artı kutba
bağlanmış olur. Bu durumda C5 deşarj olmaya başlar. (Şekil
9.29daTznoktası). kondansatör boşalıp nötr durumuna geldikten sonra,
ters yönde şarj olmaya başlar. (Şekil 9.29da A1 noktası ve t1 anı) ve
kondansatörün sağ ucu pozitif olur olmaz manyetik kumanda sinyal
gerilimin pozitif olmasını beklemeden bu pozitif yük T3ü iletime sokar.
Bu durumda T4, T5 ve T6da iletime geçeceklerinden ateşleme bobininden
primer devre akımı yeniden geçmeye başlar. Sinyal gerilimi pozitif olup
T1 iletime geçinceye kadar T2 ve T3 transistörlerinin her ikiside
iletimdedirler (Şekil 9.29da üst kısıma bakın).
C5
kondansatörü R11 üzerinden şarj olmaya devam eder. Sinyal gerilimi to
anında pozitif olup T1 iletime geçince T2yi yalıtıma skar, böylece aynı
olaylar tekrarlanır.
Şekil 98.29. Akım geçiş süresini kontrol eden RC devresindeki C5 kondansatörün uçlarındaki gerilim.
Bu durumda C5 deşarj olmaya
başlar (Şekil 9.29da T2 noktası). Kondansatör boşalıp nötr durumuna
geldikten sonra ters yönde şarj olmaya başlar (Şekil 9.29da A1 noktası
ve t1 anı) ve kondansatörün sağ ucu pozitif olur olmaz, manyetik kumanda
sinyal geriliminin pozitif olmasını beklemeden, bu pozitif yük T3ü
iletime sokar. Bu durumda T4, T5 ve T6da iletime geçeceklerinden
ateşleme bobininden primer devre akımı yeniden geçmeye başlar. Sinyal
gerilimi pozitif olup t1 iletime geçinceye kadar T2 ve T3
transistörlerinin her ikiside iletimdedirler ( Şekil ).29 da üst kısma
bakın) ve C5 kondansatörü R11 üzerinden şarj olmaya devam eder. Sinyal
gerilimi to anında pozitif olup T1 iletime geçince T2yi yalıtıma sokar,
böylece aynı laylar sürekli tekrarlanır.
Üsteki eğri motor 3000 d/d, alttaki eğri 5000 d/d da çalışırken gerilim değişimlerini göstermektedir.
Devir
sayısı artınca şarj süresi kısalır ve C5 kondansatörü henüz 12 volta
ulaşamadan ateşleme sistemi tetiklenir (Şekil 9.29 da alttaki eğride tz
anı) ve kondansatör alçak devirdekine oranla daha az şarj olacağından
daha çabuk boşalır (Şekil 9.29da A1 noktası A2ye kayar). T3 transistörü
alçak hızdaki to anı yerine t2 anında iletime geçirerek primer devre
akımını başlatır. Böylece, şekil 9.30da görüldüğü gibi To süresi
kısalırken T1 akım geçiş süresi uzar. Bunun sonucu olarak bağıl akım
geçiş süresi şekil 9.31de görüldüğü gibi devir arttıkça artar.
Şekil 9.30. Kontrol akımının zaman karşı değişimi
Şekil 9.31.6 silindirli Bosch elektronik ateşleme sistemli bir motorda bağıl akım geçiş süresinin devire bağlı değişimi.
5.4. SİSTEMİN BAKIM VE KONTROLLAR
5.4.1. Sinyal Bobini Çıkış Geriliminin Ölçülmesi
Elektronik kontrol ünitesi
sinyal bobinini birbirine bağlayan kablolar bağlantı yerlerinden
sökülür. Sinyal Bobini uçlarına bir A.C. voltmetre bağlanır. Distribütör
mili dönderildiği zaman voltmetre ibresinin değer göstermesi gerekir.
Göstergede okunan değer distribütör dönme hızına bağlı olarak
değişecektir. Distribütör mili döndüğü zaman volt metre ibresi değer
göstermiyor ise tetikleme tekerleği ile bobin göbeği arasındaki hava
aralığı kontrol edilmelidir. Hava aralığı normal ise bir ohmmetre ile
sinyal bobini sargılarının direnci ölçülmelidir.Sinyal bobininin vermesi
gereken gerilim değerleri üretici firma tarafından kataloglarda
belirtilir.
5.4.2.Sinyal Bobin Sargılarının Direnç Kontrolu
Elektronik kontrol ünitesini
sinyal bobinine bağlayan kablolar sökülür. Sinyal bobini uçlarına bir
ohmmetre bağlanır. Ohmmetrede okunan değer katalog değeri ile
karşılaştırılır. Okunan değerin normalde küçük çıkması sinyal bobinde
kısa devre olduğunu, ohm metrenin değer göstermesi ise sargılardaki
kopukluğu gösterir. Böyle bir durumda sinyal bobini yenisi ile
değiştirilmelidir.
5.4.3 Kablo Bğlantılarının Kontrolü
Elektronik ateşleme
sistemlerinde sinyal bobini, elektronik kontrol ünitesi gibi elemanlar
imal edildikten sonra dış ortamdan etkilenmemeleri için özel olarak
yalıtılırlar. Bu tür parçalar rutubet, su, sıcaklık istenmeyen
faktörlere karşı korunmuşlardır.
Sistemde
meydana gelebilecek en önemli arıza, bu elemanları birbirine bağlayan
kablo bağlantıları üzerinde buluşabilir. Günümüzde kablo
bağlantılarından dolayı oluşan çeşitli arızalar nedeniyle, gereksiz yere
değiştirilmiş birçok elektronik devre elemanına rastlanmaktadır. Bu
nedenle kablo bağlantılarını çok dikkatli kontrol edilmesi gerekir.
Elektronik
devre elemanları arasında bulunan tüm kabloların bağlantı soketleri tek
tek açılarak paslanma, temasızlık olup olmadığı gözle kontrol edilip
tekrar yerine takılmalıdır.
5.4.4. Sekonder Devre Kablolarının Dirençlerinin Ölçülmesi
Ateşleme sistemlerinde
kullanılan sekonder devre kabloları madeni tel iletkeni ve grafitli
iplik iletkenli olmak üzere iki çeşittir.
Madeni
telli kablolarda iletken tel 5-7 mm kalınlığında kauçuk veya plastikten
yapılmış yalıtkan ile kaplanmıştır. Bu kabloların direnci çok küçüktür.
İletken tel kolay kolay arızalanmayacağı için kabloda kolay kolay
kopukluk meydana gelmez.
Grafitli
iplik iletkenli kablolarda tel yerine grafit emdirilmiş iplik
kullanılır. İpliğin görünüşü ipeğe benzediği için bunlara piyasada ipek kablo denir.
Bu kabloların yapılış ve kullanış amacı ateşleme sisteminin yaydığı
parazit dalgalarını önlemektir. Bu kabloların oldukça büyük dirençleri
vardır. Normal boydaki bir buji kablosunun direnci 10.000civarındadır.
bu kabloların uçlarına başlık takarken her iki ucada U şeklinde
kıvrılmış bir tel takılması gerekir. Bu tel iplikle geniş alandan temas
ederek bir atlama aralığı kalmasını önler. Eğer bir atlama aralığı
oluşursa buradan atlayan kıvılcım, ipliği yakarak aralığı büyütür. Bir
süre sonra aralık, kıvılcım patlamayacağı kadar büyüyerek motorun
teklemesine sebep olabilir.
İpekli buji kablolarının direnci,
kablo boyuna bağlı olarak değişir. Kablo, çalıştığı yerden sökülerek
uçlarına bir ohmmetre bağlanır. Ohmmetre okunan değer yaklaşık
10.000civarında olması gerekir. Ohmmetrenin sonsuz değer göstermesi
durumunda kabloda kopukluk (atlama aralığı) olduğu anlaşılır. Kablo
başlıkları kontrol edilmelidir. Arıza giderilemiyorsa kablolar yenisi
ile değiştirilir.
5.4.5. Ateşleme Bobini Kontrolleri
Primer ve sekonder sargılar
bobinin iki iletken grubunu oluştururlar. Bu nedenle bir ohmmetre
kullanarak bobin üzerinde gerekli kontroller yapılabilir.
Bir
ohmmetre ayarlandıktan sonra bobinin iki ucu arasına bağlanarak
sargılarda kısa devre, kopukluk, aşırı direnç ve şasi kaçağının olup
olmadığı anlaşılabilir.
Örneğin
değerleri bilinen bir bobinde, primer direnç 3 ise, bobin sargılarında
yapılan ölçü sonucu ohmmetre sonsuz değer gösteriyorsa sargıda kopukluk
olduğu, 3 dan fazla değer
Okunması sargılarda aşırı direnci ve 3 dan az değer okunması ise sargılarda kısa devre olduğunu gösterir (Şekil 9.32.a).
Bobinde şasiye kaçağın varlığı Şekil 9.32.b deki gibi ölçülür. Eğer şasiye kaçak varsa bu durumda ohmmetre değer gösterir.
Yukardaki
örnekte olduğu gibi endiksiyon bobininin primer ve sekonder sargıları
kontrol edilir. Ölçülen değerler katalok değerleriyle karşılaştırılarak
değerlendirilir.
Şekil 9.32. ohmmetre ile bobinin kontrol edilmesi
6. HALL ETKİSİ KUMANDALI ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ
6.1. SİSTEMİN KULLANILDIĞI ARAÇLAR
Hall etkisi kumandalı
tetikleme sistemi, manyetik kumandalı olandan sonra en yaygın olarak
kullanılan tetikleme sistemidir. Almanya’da üretilen BMW, OPEL marka
taşıtların bir kısmında ve bazı Japon üretimi otolarda kullanılır.
6.2. SİSTEMİN PARÇALARI
Sistem, distribütör içine
yerleştirilmiş bir hall etkisi prensibine göre çalışan tetikleyici
entegre ile distribütör dışındaki kontrol ünitesinden oluşur. Kontrol
ünitesi bobin primer devre akımını keserek sekonder sargılardan yüksek
gerilim oluşturur.
6.3 HALL ETKİSİ (HALL EFFECT) KUMANDALI ENTEGRENİN ÇALIŞMA PRENSİBİ
Bu tipin yapı ve çalışması manyetik kumandalıya benzer. Hall effect olayı şekil 9.30da basit olarak açıklanmıştır.
Üzerinden
akım geçen yarı iletken levha demir dik olarak bir manyetik alanın
kuvvet hatları tarafından kesilirse, iletkenin kenarları arasında bir
manyetik gerilim meydana gelir. Bu gerilim manyetik alanın ve yarı
iletkenden geçen akımın şiddetiyle doğru orantılıdır. Manyetik alanın
yarı iletkeni kesme hızı hall gerilimini etkilemez. Bu olaya bulan
kimsenin adından dolayı “Hall Effect” denilmektedir.
Şekil 9.34. Hall etkisinin oluşumu
Şekil 9.35. Hall etkili sinyal üreticisi ve hall gerilimi
6.4. ELEKTRONİK KONTROL ÜNİTESİNİN GÖREV VE ÇALIŞMA PİRENSİBİ
Distribütör içerisine
yerleştirilen tetikleyicinin dış görünüşü ve kısımları şekil 9.36 da
görülmektedir. Hall etkisi ünitesi küçük bir entegre devredir.
Entegrenin fonksiyonlarını gösteren blok şema şekil 9.37 de verilmiştir.
Hall etkisi ünitesinden elde edilen gerilim sinyalleri elektronik
ateşleme sistemini tetiklemek için kullanılır (Şekil 9.36)
Şekil 9.36. Distribütör içerisine yerleştirilen tetikleyicinin dış görünüşü ve kısımları
Şekil 9.37 Hall etki ünitesinin (elektronik kontrol ünitesi) blok şeması
Distribütör milinin dönüşü
sırasında şekil 9.38de görülen kanatçıklar (1) hava aralığından (5)
geçerken manyetik kuvvet hatlarının yolunun şekil 9.38 de altta
görüldüğü gibi keserler.kanatçıklar hava aralığının dışına çıktığı
zaman, hall etkisi ünitesini etkileyen manyetik alan yoğunluğu (B) artış
gösterir. Hall etkisi ünitesine, etki eden manyetik alan yoğunluğu ve
bunun sonucu olarak meydana gelen hall etkisi geriliminin (UH) değişimi
şekil 9.35de görülmektedir.
Şekil 9.38 Distribütör içindeki hall entegresi ve çalışması
Şekil 9.39da hall etkisi kumandalı ateşleme
sisteminin diğer bölümleri görülmektedir. Ateşleme anında hall etkisi
ünitesinden gelen (UH) pozitif gerilim sinyali yine hall etkisi
ünitesinin bir parçası olan To transistorünü iletime geçirir. Bu durumda
R2 direnci üzerinden akım alan NPN tipi T1 transtörünün beyzi, To
transistor ünün iletime geçmesi ile şasilenir. T1in yalıtıma geçmesi ile
T2 ve T3 transistörleride yalıtıma geçerek bobin primer devre akımını
keserler.
Şekil 9.39 Hall etkisi kumandalı ateşleme sisteminin diğer bölümleri
7. OPTİK KUMANDALI ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ
Fotoelektrik kumandalı
tipin tetikleme sisteminde bir fototransistör ile ışığı bu
fototransistör üzerine odaklanmış küçük bir infrared diyot kullanılır
(Şekil 9.40). Distribütör milinde yukarda açıklanan hall efect
sisteminin tetikleme tekerine benzer yarıklı bir tetikleme tekeri
vardır. Distribütör mili dönerken tetikleme tekerinin kanatları infrared
diyot ile fototransistör arasına girince ışık perdelenmiş olur ve
pirimer devreden akım geçmeye başlar. Kanatlar arasındaki aralık
infrared diyodun karşısına gelince ışık fototransistörü etkiler ve bir
gerilim sinyali meydana gelir. Bu gerilim sinyali transistor ün beyz
devresine etki ederek primer devre akımının kesilmesini ve bujide
kıvılcım çakmasını sağlar. Bu sistemin en önemli dez avantajı foto
transistor ün ve infrared diyodun cam yüzeyi kirlendiği taktirde
sistemin çalışmamasıdır.
Şekil 9.40 Fotoelektrik kumandalı tip tetikleme sistemi
------------- Çıktığın kapıyı sert çarpma, geri dönüp açman gerekebilir. (Atasözü)
Leon 1.6 DSG / 206 XT 1.4
|